Beşiktaş galatasaray maçını kazanarak lige tutunmayı başarmış, aynı zamanda bu maçta oynadığı mükemmel futbolla şampiyonluk yarışındaki rakiplerine korku salmıştır.
ancak galatasaray maçında oynanan mükemmel futbol -tıpkı şampiyonlar ligi grup maçlarının genelinde oynanan mükemmel futbol gibi- beşiktaş'ın ligde kapanan anadolu takımlarına karşı işlemeyecektir. bu açıdan bu üstün oyun ve farklı galibiyetin takımımızı yanıltmamasını dilerim.
hala kapanan savunmalara karşı topu sağ kanattaki quaresma'ya bir şekilde götürüp onun ortalarıyla gol aramaktan başka bir planımız yok. oyunu sadece kanattan değil dikine de oynayabilmeliyiz.
atiba-tolgay-talisca
atiba-oğuzhan-talisca
atiba-tolgay-oğuzhan
orta saha varyasyonları ile de bunu başarmamız pek kolay değil. tolgay her ne kadar çıkış yakalamış ve istediğimiz o istikrarı yakalamış olsa da, oyunu üçüncü bölgede oynayan bir isim değil. bunu kendisi de söylüyor zaten. tolgay bence anadolu maçlarında beşiktaş için mükemmel bir 6 numara.
oğuzhan üçüncü bölgede dikine oynama konusunda beşiktaş'ın kuşkusuz en büyük kozu. ne kadar istikrar sorunu yaşasa da üzerinde durmakta ısrar etmeli şenol hoca.
atiba canımız ciğerimiz. muhteşem bir karakter. istikrar abidesi. ancak bu sezon kapanan savunmalara karşı tolgay ile beraber oynadığında beşiktaşımız hücumda adeta bir kişi eksik mücadele ediyor. gerideki hazırlık paslarını tolgay pek ala savunma oyuncuları ile beraber yürütebilir. ki anadolu maçlarında bu hazırlık paslarını ne kadar uzun tutarsak o kadar zararımıza.
bu sebeple benim anadolu maçlarında elenecek isim tolgay'ın bu güzel futbolu sebebi ile atiba olmalıdır:
------------fabri---------------
gg---pepe-----tosic----adri
-----------tolgay--------------
q7------oğuzhan-----babel
-----------talisca--------------
------------cenk---------------
biçiminde 4-1-3-1-1 biçiminde oynamalıyız bu anadolu maçlarını.
böylelikle hem oğuzhan'ın önündeki oyuncular talisca, cenk ve hatta zaman zaman içeri deplase olan babel ile dikine oynamasını sağlar, hem de savunma oyuncularından topu alan tolgay'ın quaresma'ya uzun çapraz topları ile kanattan etkili olabiliriz. oyunun sıkıştığı anlarda cenk kanatlara ve orta sahaya top almaya gittiğinde talisca forvet pozisyonuna geçer. bu taktikle beşiktaş'ın karşısındaki bir anadolu takımının puan alabilmesi için, savunmaya gömülüp uç oyuncularıyla önde basmaktan çok daha fazlasının gerecekeceği kesin.
bir konu da sol bek mevzusu. caner'in cezası bittiğinde ne olacak? evet caner hırslı ve asistleriyle başladı sezona. ama biraz iyi performans gösterip taraftar desteğini görünce eski fenerli caner'e döndü yine. can çıkar huy çıkmaz demişler zaten. üstelik takımda quaresma gibi bir orta canavarı varken sol bekte de caner'i oynatmak beşiktaş'ın anadolu maçlarında yine bir sağdan bir soldan arka arkaya ortalarla, dikine oynama kozunu unutacağı bir hal almasına sebep olabilir. adriano ise iki ayağını da kullanabilmesi ile orta yapmaktan çok içeriye dribbling edebilen bir oyuncu olarak bizim için daha doğru tercih olur. üstelik savunması da caner'den iyi ve kolay kolay kırmızı kart görecek disiplinsiz hareketleri yok.
orta saha konusunda tolgay bu kadar formda iken atiba oturur tolgay oynar, tolgay düşerse atiba oynar diyoruz. ama forvet konusunda cenk birçok kişinin söylediği gibi o kadar geliştirdi ki kendini, tereddütsüz adını ilk 11'e yazdırıyor artık. üstelik negredo oldukça iyi niyetli ve istekli olduğu halde.
açıkçası negredo'nun kontratını gördüğümde -sadece net maaş, puan-maç başı primi yok- 'salla başı al maaşı' diye geldiğini düşünmedim desem yalan olur. ama şu an yedek olmasının tek sebebi muhteşem bir forvet oyuncusu haline gelen cenk'tir.
negredo da maç başı-puan başı primi almadığı halde son derece istekli ve kendini takıma ait hissetmiş görünüyor. derbide 87'de oyuna girip golünü atması, porto maçında zaman geçirmek için uzatma dakikalarında oyuna sokulduğu halde herhangi bir kompleks yapmaması çok güzel şeyler. üstelik cenk biliyor ki havaya girdiği, form düşüşü yaşadığı anda arkasında kendine iyi bakan ispanyol bir forvet var. birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar şu anda, çok da iyi arkadaşlar gözlemlediğim kadarıyla.
defans hattında pepe 7'den 70'e tüm beşiktaşlıların yıllardır hayalini kurduğu stoper. üzerine konuşmak gereksiz. tosic de onun yanında kendini daha bir buldu sanki. tosic geçen seneye de çok iyi başlamış, yaklaşık ligin ilk 8-10 haftası çok iyi iş çıkarmıştı.
sonra ise giderek düşen bir form grafiğine bürünmüştü. umarız bu sene formunu istikrarlı bir şekilde sürdürebilir, ama sürdürümezse bile beşiktaş vida ile anlaşarak o konuda şimdiden kendini sağlama almış durumda.
gökhan gönül ve fabri ise sakatlanmalarını isteyeceğim son iki isim şu anda belki de takımda. çünkü hem ikisi de çok iyi form tuttular hem de ikisinin de bir alternatifi mevcut değil kadroda.
medel beşiktaş'ın özellikle skor üstünlüğünü aldığı maçlarda oyunda en çok yorulan orta saha yerine oyuna girecek oyuncu konumunda gibi. en iyi katkıları hep bu maçlarda verdi. (galatasaray maçında tolgay'ın, deplasmandaki porto maçında oğuzhan'ın yerine oyuna girmişti.)
lens konusuna gelirsek; quaresma her ne kadar beşiktaş'ın hücum sisteminde şu ana kadar en önemli, en yaratıcı oyuncu olmuş olsa da, 70. dakikalardan sonra oyundan düştüğü bir gerçek. şenol güneş artık quaresma'yı değiştirmekten çekinmemeli. beşiktaş önde olsun, geride olsun yapacağı ilk veya ikinci değişiklik 70-75 arası (hatta duruma göre belki 60 civarı) quaresma-lens olmalıdır. maçın son bölümündeki yorgun savunmaya karşı lens gibi topla çabuk ve teknik bir oyuncuyu da kesinlikle kullanmalıyız...
herneyse daha fazla uzatmayayım...
anadolu maçlarına gerekli ofansif anlayışla çıkar ve rotasyon oyuncularını biraz daha verimli kullanırsak lig şampiyonluğu son 2 yıldan daha kolay bile gelebilir bizim için
kaynak: https://eksisozluk.com/entry/72582731
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.