gece kaç defa uyandığımı sayamadım. ama rüyalarımda bir penaltı pozisyonu gördüm, cidden. sabah uyandığımda etrafta bir sessizlik var, herkes işine gücüne gidiyor. sanki dün maç yokmuş gibi sokaktakiler heyecansız ruhsuz kafalarda soru işaretleri ile rutin hayatlarına devam ediyorlar. metroda herkes uykulu, önüne bakıyor, kimse maçı konuşmuyor. beni bir kara düşünce kapladı; ya yenildiysek... ya fark yediysek... öyle olmasaydı bu insanlar neşeli olurdu herhalde, ülke zaten güllük gülistanlık, dertleri ne bu insanların diye derin düşüncelere kapılmış, başımı öne eğip umutsuzluğa sürüklenmiştim. yani coşmuş bir ekonomimiz var, eğitime harcanan parada da dünyada üst sıralardaymışız, zamanında imf'ye de borç vermişiz. torba yasayla da fiyatlarda güncellemeler yapılıyor, mutsuz olmaları için bir sebep yoktu. kesin beşiktaş yenildi amk diyerek metroda atkımı genişletiyordum.
sabah iş yerime varınca ilk işim odamdaki bilgisayarı açmak oldu. skoru öğrenmeden maçı izlemek için internet tarayıcımı açıp direkt 'trtspor rb leipzig beşiktaş' yazdım. çünkü bu sayfada skor falan yazmıyordu. linke direkt tıkladım.
şl müziğini duyunca heyecanlandım, formayı görünce rahatladım. bir huzur doldu içime. zaten ilk pozisyonda penaltı kazanmışız, öne geçmişiz. lens negredo pektemek tolga caner medel mitroviç var sahada, nasıl olur! kahkaha atıyorum. nitekim beşiktaş rekorları alt üst eden bir maç daha kazanıp tarihe geçti. sokakta ve metroda gördüğüm o insanların dertleri başka şeylermiş. bir kez daha anladım ki ülkede yolunda giden tek şey beşiktaşın kendisiymiş. öyleyse yolun açık olsun beşiktaşım. helal olsun şanlı beşiktaşıma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.