30 Nisan 2018 Pazartesi

hala ağlıyorlar ve hala Beşiktaş nefreti kusuyorlar

şiddetin odak noktası olmaya başlamışmış bir takımın dönüşümüymüşmüş.


annem daha 1 hafta önce ali sami yen'i attık saraçoğlunu döktük ama sahadan hiç kaçmadık diye şiddeti meşrulaştırmıyor muydunuz siz?

iş beşiktaş'a gelince 1453 kartalları fenere gelince kumpas. beşiktaş'a gelince hakem hatası ayol olur o kadar, gs ye gelince hakemler beşiktaşı kolluyorlar.

bu sene nasıl bir ağlama duvarı oldu takım belli değil. gelen ağlıyor giden ağlıyor, skor farketmeksizin ağlıyorlar. tiner diyorlar ağlıyorlar, fener diyorlar ağlıyorlar, başak diyorlar ağlıyorlar. taç için ağlandı bu ülkede yav. 70 cmden ofsayttan gol atan adam hakem bize gol yedirdi averajımız kötü oldu diye ağlıyor. 

lan tamam ağlamayın gitti şampiyonluk. hadi birbirinize saldırın bizden geçti bu sene.

kaynak: https://eksisozluk.com/entry/76496355

28 Nisan 2018 Cumartesi

fenerbahçeymiş kupaymış yarı finalmiş her şeyi bir kenara bırakıp artık tamamen şampiyonluğa odaklanması gereken takım


fenerbahçeymiş kupaymış yarı finalmiş her şeyi bir kenara bırakıp artık tamamen şampiyonluğa odaklanması gereken takımım. ben hala şansımızı en az başakşehir ve galatasaray kadar yüksek görüyorum. yazıda da değineceğim üzere eğer kalan maçlarımızı kazanırsak başakşehir'den puan kaybı beklemek ihtimaller dahilinde. karşılarına çıkacak 4 rakibin ikisi kümede kalma savaşı, biri avrupa savaşı veriyor. son hafta karşılarına kasımpaşa çıkacak. geçen sene iddiasız bir kasımpaşa'nın başakşehir'e sezonun tokadını attığını unutmamak gerekir (4-0). galatasaray maçını kazandığımızda çok büyük bir avantaj kazanacağımız büyük bir gerçek, ancak kalan 3 maçımız ligi bitirmiş takımlarla olmayacak.

kim kimle oynayacak, hangi takımın rakibinin ne ümidi var, neler olabilir diye merak edenler için kısa ve genel bir bilgilendirme yapmanın zamanı.

galatasaray:

31. hafta beşiktaş / fazla lafa gerek yok, düğümü çözecek maç.

32. hafta akhisar (d) / akhisar'ın bu maçtan bir hafta önce oynayacağı malatyaspor deplasmanında napacağı önemli, eğer mağlup olurlarsa maç daha önemli olabilir, ancak düşmeleri çok zor, avrupa iddiaları da türkiye kupası finaline kalmış durumda.

33. hafta malatyaspor / kasımpaşa ile birlikte ligde avrupa iddiası ya da düşme korkusu yaşamayan iki takımdan biri. ancak erol bulut'un başakşehir motivasyonunu küçümsememek gerekir.

34. hafta göztepe (d) / avrupa iddiaları devam ediyor bir şekilde maça çıkacaklardır. üstelik kalan 3 maçlarının 2si içeride. galatasaray maçında lay lay lom olmayacaklardır.

beşiktaş:

31. hafta galatasaray (d) / fazla lafa gerek yok, düğümü çözecek maç.

32. hafta kayserispor / avrupa iddiaları devam ediyor bir şekilde maça çıkacaklardır.

33. hafta osmanlıspor (d) / bu maça kadar iki maçlarını kaybetseler bile matematiksel olarak (yüksek ihtimal) ligden düşmeyecekler. böyle bir maçta karşılaşacak olmamız kötü, kendileri açısından tek iyi yan bizim maçımızdan çok daha büyük bir motivasyonla başakşehir maçına çıkacaklar. hele bir de bizim maça kadar 6 puan toplayıp gelirlerse ligde kalmayı büyük ölçüde garantilerler, ancak fikstürleri başakşehir ve direk rakipleri alanya deplasmanı.

34. hafta sivasspor / avrupa iddiaları devam ediyor bir şekilde maça çıkacaklardır.

başakşehir:

31. hafta osmanlıspor (d) / karabükspor'dan sonra kalan 2 düşme biletinin bence 2 numaralı adayı olarak bu maça çıkacaklar. bizim fikstürümüzde belirttiğim her şeyin aynısı bu maçta daha fazlasıyla geçerli olacak.

32. hafta sivasspor / avrupa iddiaları devam ediyor bir şekilde maça çıkacaklardır.

33. hafta antalyaspor / antalyaspor 35 puanda ve rahat gibi gözükse de bu hafta içeride avrupa iddiası en yüksek takım trabzonspor ile karşılacak, ve ondan sonraki hafta içeride 2 düşme biletinin 1 numaralı adayı olan gençlerbirliği ile oynayacaklar. bu 2 maçtan 3 puan ya da fazlasını çıkaramazlarsa bence bu maç antalyaspor'un ölüm kalım maçı olabilir. 

34. hafta kasımpaşa / yeni malatya ile birlikte ligde avrupa iddiası ya da düşme korkusu yaşamayan iki takımdan biri. 

fenerbahçe:

31. hafta kasımpaşa (d) / yeni malatya ile birlikte ligde avrupa iddiası ya da düşme korkusu yaşamayan iki takımdan biri. ancak iddialı olmaları bir kenara bu sezon iç sahada hiç bir şampiyonluk adayı takıma yenilmediler.

32. hafta bursaspor / onlar da rahat gibi gözükse de bu maçtan önce düşme hattının göbeğindeki konya ile oynayacaklar. kaybederlerse fenerbahçe maçında yapacakları kaza ile ateşle oynayabilirler, zira kalan diğer 2 maçları içeride avrupa bileti peşindeki trabzonspor ve son hafta ankara'da diğer bir düşme adayı olan gençlerbirliği maçına çıkacaklar. fenerbahçe maçında 1 puan onlar için çok önem taşıyabilir.

33. hafta karabükspor (d) / 3 puan garanti maçı

34. hafta konyaspor / konyaspor bu haftaya kadar ligde kalma ümidini taşırsa maçın tehlike boyutu çok farklı düzeye çıkabilir.

özet:

galatasaray'ın derbi dışında göztepe maçı kritik duruyor, diğer 2 maçında rakiplerin konumundan ötürü daha rahat maçlara çıkacaklardır.

bizim derbi dışındaki 3 maçımız da iyi kötü iddiası olan takımlarla olacak. ancak kayserispor ve sivasspor'un avrupa iddialarının vodafone park'ta şampiyonluk yolunda çok da tehlike arz edeceğini sanmıyorum. osmanlı maçı derbiyle beraber en kritik maç olacaktır.

başakşehir'in biri garanti iki düşme takımı adayıyla maçı olacak, bir de avrupa iddiası süren sivasspor ile oynayacaklar. hem osmanlıspor'un düşme korkusu hem de seyirci baskısı denilen olguya sahip olmadıkları için sivasspor'un avrupa iddiası onlar için tehlike arz edebilir.

fenerbahçe'nin ise fikstürü kolay gibi gözükse de oynayacakları takımlar fenerbahçe ile oynayana kadar kritik puan kayıpları yaşarlarsa (bursa ve konya gibi) bu maçlar düşündüklerinden zor geçecektir.

kaynak: https://eksisozluk.com/entry/76425005

Uğur Meleke'nin bugün ki Gs-Bjk maç önü yazısı


kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/sporarena/yazarlar/ugur-meleke/onlem-alan-degil-aldiran-kazanir-40819344

2001-2002 Serie A finalini hiç unutamam. İtalya’da Inter, Juventus ve Roma son haftaya 69-68-67 puanlarla girmişler, son dakika sürprizleriyle şampiyonluk Juventus’un olmuştu. (O sezon Emre Belözoğlu da Inter forması giyiyordu. Cristiano Zanetti’nin yerine girdiğinde dakikalar 73’ü gösteriyordu ama artık yapacak çok fazla bir şeyi yoktu çünkü Lazio 4-2 öndeydi ve maç da bu skorla tamamlandı.) Süper Lig de bu sezonun son haftasına 4 takım şampiyonluk umuduna sahip bir biçimde girerse, Avrupa’da yılın en rekabetçi ligine dikkatler çevrilecek muhtemelen.

GENETiKLERi AYNI

4 ŞAMPIYONLUK adayının aralarındaki 6 maçın 5’ini tamamlamış olmaları üzücü, gönül isterdi ki son bölümde büyükler birbiriyle çarpışsın. Telekom Stadyumu’ndaki bu son çarpışmayla yetinmek zorundayız maalesef. Galatasaray ve Beşiktaş’ın bu haftaya kadarki olumlu futbollarına bakılırsa, tarihte sağlam bir yere oturabilecek, gollü, eğlenceli, gelgitli süper bir maç bekliyorum ben. İki takım da genetik olarak hücumcu. Doğal olarak ikisinin de zaafları, savunma tarafında.



Beşiktaş’ın zaafı esasında üçüncü bölge savunmasından başlıyor. Talisca, bu sezon Beşiktaş’ın hem bir numaralı yıldızı, hem de bir numaralı açmazı. Talisca bir 10 numara değil; klasik bir ikinci santrfor. Dolayısıyla Beşiktaş’ı esasında 4-2-3-1 değil 4-4-2 oynatıyor. Orta sahadaki pas trafiğine de, savunma bütünlüğüne de genelde katılmıyor. O yüzden de Beşiktaş’ın karşısına üçlü, dinamik, dayanıklı orta sahalar çıktığında zorluk yaşıyorlar. Bu sezon Ali-Jonsson-Mehdi’li Konya, Hakan-Ndinga-Rybalka’lı Sivas, Murat-Azubuike-Aytaç’lı Malatya orta sahaları, Beşiktaş’ı yıpratarak 2 veya 3 puandan ettiler. Aslında geçen hafta da ilk bir saatte Malatya’nın Murat-Azubuike-Diallo üçlüsü Beşiktaş’ı yıldırmıştı, ama Talisca’nın kafa golü maçı kurtardı bir anda.




TALISCA iÇiN FEDA ·

Beşiktaş, sezonun yıldızı Talisca’dan vazgeçemeyeceğine göre, bu açmazdan nasıl çıkabilir sizce? Bence kısmi çözüm, orta ikili seçiminde. Orta ikilide Medel, Atiba ya da Tolgay’dan ikisi olduklarında daha dinamikler, daha dayanıklılar. Ama Oğuzhan’lı orta ikililerin dayanıklılığı düşük. O yüzden de Beşiktaş eğer Galatasaray karşısına yine Oğuzhan’lı bir orta ikiliyle çıkarsa, işleri zor olabilir. Tabii ki Galatasaray orta üçlüsü
nün de Konya, Sivas ya da Yeni Malatya kadar dayanıklı olmadığının da altını çizmek lazım. Ya da şöyle de denebilir: Belhanda’nın bu ciddiyetsizliğiyle o dayanıklılığı sağlayamayabilirler. O yüzden Terim de Beşiktaş’a karşı orta sahayı kazanmak istiyorsa ya Belhanda’sız bir düzen kurmalı. Ya da Belhanda’yı sarsıp uyandırmalı.

PROBLEMi GÖBEK ·



GALATASARAY’ın savunmayla ilgili temel problemiyse göbekte. Sezona Maicon-Serdar’la başlanmış, Serdar-Denayer’lı maçlarda da iyi sonuçlar alınmıştı. Ama Maicon-Denayer ikilisinin, diğer ikililerle aynı sonuçları aldığını söylemek güç. Maicon-Denayer bu sezon ligde birlikte 5 maça çıkmışlar, Galatasaray bunların üçünü (Medipol Başakşehir, Trabzonspor ve Demir Grup Sivasspor’a karşı) kaybetmiş. Fatih Terim’in Serdar Aziz’in yokluğunda elbette Ahmet Çalık veya Ryan Donk’u da savunma göbeğinde kullanma şansı var, ama ben böyle bir kumarı sezonun en kritik maçında oynayacağını zannetmiyorum. Hatta tezimi biraz daha ileriye taşıyayım, Ahmet ya da Donk savunma göbeğinde oynarlarsa yaşayacakları şaşkınlık maçın önüne geçebilir.

MAICON-DENAYER

DOLAYISIYLA Maicon-Denayer ikilisinin başlaması daha güçlü ihtimal. Ayrıca bu ikilinin daha önceki tecrübelerine göre bu kez Donk-Fernando ile oynamak gibi de bir avantajları var. Çünkü özellikle Donk, havada stoperlere olağanüstü destek veriyor. G.Saray defansının da bu desteğe çok ihtiyacı var, zira Talisca, bu yıl Süper Lig’de hava savunmasının dengesini bozan adam olarak çıktı ön plana. Stoperler santrforla uğraşırken geriden geliyor, markajsız geliyor, koşarak ve yüksek momentumla gelip hep demarke biçimde vuruyor kafaları. Dolayısıyla Talisca’nın hava savunmasında sadece stoperler değil, ön liberolar da uyanık olmalı...

GOLLÜ OLUR ·

Belkideğerlendirmenin büyük bölümünü önlem paketine ayırdık, ama bu iki takımın da sezon genelinde ‘önlem alan’ değil, ‘önlem aldıran’ taraf olmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu derbide de muhtemelen sonucu ‘önlem alan’ değil, ‘önlem aldıran’ belirleyecek. Savunmaların iyi bir 90 dakika çıkarmasını beklemiyorum, topa sahip olan taraf, bence bu üstünlüğünü tabelaya da yansıtacak. 2-2, 3-2, 3-3 gibi skorlar sürpriz olmaz benim için...

27 Nisan 2018 Cuma

Bir forma daha al Beşiktaş'a sahip çık

Büyük Beşiktaş taraftarına çağrımızdır,
gelinen noktada kulübümüzün yanında durmak büyük önem arzetmektedir, iyi günde kötü günde destek olma sözü vermiştik bizleri üzmeyen fikrimize destek veren yönetime sahip çıkıp kulübe maddi destek olmak zamanıdır (Cuma-Cumartesi - Pazar) Kartal Yuvalarına akın ediyoruz şampiyonluğa yürüyen takımımıza her manada destek olmak için bu hafta sonu mağazalara gidelim miktarına bakmaksızın kulübümüze destek olalım şanlı taraftarımıza da bu yakışır.



mağazalarımız adres ve telefonları:


https://www.kartalyuvasi.com.tr/satis-noktalarimiz




internetten alış veriş yapmak isteyenler için kulüp mağazamız


https://www.kartalyuvasi.com.tr/




26 Nisan 2018 Perşembe

suçlu belli olsa da… Kitleyi işleyen, fertler üzerinden mağdur olduğunu yada olmaya çalıştığını gösterip, suçluların sürekli altına sığındığı bahanelerle bertaraf edilmeye çalışılmıştır. 


“Kitleler insanlık tarihinde pek büyük roller oynamışlarsa da bunların tesirleri bugünkü kadar önemli olmamıştır. Kitlelerin şuursuz hareketlerinin fertlerin şuurlu faaliyetleri yerine geçmesi çağımızın başlıca vasıflarındandır” der, Le bon, kitabının önsözünde.
Geçen hafta yaşadığımız olaylar ve akabinde kitle liderlerinden gelen çıkarımlar tamda bu noktada önemlidir.  Burada tam tersi bir durum vardır. Kitleler şuurlu davransa da kitle içine yerleştirilmiş şuursuz ve kitle liderlerinin önceki hareketlerine göre güdülenen fertler konuyu buraya getirmiştir. SUÇLU FERTLER DEĞİLDİR!
Yaptıkları, liderlerin veya sözcülerin istekleri doğrultusunda kendini “açığa vurum” şeklinde vuku bulmuştur. Bu ille bir örgüt veya birlikte hareket eden topluluk şeklinde olmak zorunda değildir.  Bir kulüp başkanı ve ya bir derneğin ve ya bir topluluğun yıllarca içine yer etmiş, sürekli şiddetle işlenmiş ve beslenmiş duygular kendini açığa vurmuştur. Siyasi erk, bu konuya kendi çıkarları doğrultusunda yön vermiş, daha önce şiddete yönlendirilen ve ya şiddetle beslenen bu zavallı kitle, mağdur sıfatını oynamaya başlamıştır. Mağdur sıfatı suçluların daha sonra fayda sağladığı bir olguya dönüşmüştür.
Fenerbahçe stadında yaşanan (suçlunun kesin olarak bilindiği, daha önceki yaşanan olaylardan tecrübesi sabit olan kişi kurum veya kuruluş) bu durum; suçlu belli olsa da… Kitleyi işleyen, fertler üzerinden mağdur olduğunu yada olmaya çalıştığını gösterip, suçluların sürekli altına sığındığı bahanelerle bertaraf edilmeye çalışılmıştır. bu olay, sadece üzerlerinde söz sah
Kendilerini her olayda mağdur gösterip, türlü bahaneler ile sürekli yaptıklarını örtbas etmeye çalışan bu kitle ve liderleri, daha önce karşı durduğu siyasi gücü, hem iktidarın seçim çalışmaları, hem de mağduru yaratmak nedeniyle yanına alarak yine başarılı olmuşlardır. İyi yöneticilerin masa başı bağlantıları her zaman kuvvetli olmalıdır. Bu durum bunun en güzel örneğidir.
Her ne kadar Le Bon’un kitabında kitle duygularından değişken olarak görsede, vahşet mutluluk gibi ters duyguları bile eklese de olayların içine, son yaşanan olaylı derbide yaratılan, adalet duygusu yüksek gözüken! kişilerin işlenişlerinden haberdar değildir. Güruh olarak adlandırılmaları an meselesidir. Duyguları sadece liderlerinin konuşması ya da takımlarının kötü olduğu halde iyi gösterilmeye çalışılmasıyla alakalıdır.
Asla ama asla haksız olduklarını başka sahalarda yapılan durumların onlarla emsal olmayacağını savunan bu işlenmiş ve kitle haline gelmiş güruh, sürekli söyledikleri kumpas, bazı temmuz tarihleri bazı kurumların suçlanışı ve sürekli tekrar edilişi ile haksız olduklarını çarpıtarak konuyu “vatan savunmasına” kadar getirip esas mağdurların suçlu olduğunu beyanatıyla küfürle karışık değişik duygular yaşarlar, itham ederler, suçlarlar ve sizi siyasi erke şikayet edip, zaten masa başında kazandıkları başarılar ile susturmaya çalışırlar.
Kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir. (Joseph Joubert)
Maçın aynı yerden devam edecek olması, adalet arayışı değil, adalet dağıtıklarını sanan kurumların, güdülmesidir. Güdülen, hiçbir vasfı olmayan ve oraya sadece emir ile gelmiş bireyler, bulundukları kurumların bağlı oldukları üst kurullardan emir alırlar ve “kurallar siyasetin fahişesidir” mantığının yansımamalarıdır.
Adalet, iktidarın kural kitabı değil, işleri için uydurduğu metinler topluluğudur, yazılı değilse bile kitle içinde kendini geliştiren fertler bu durumu bilir ve ona göre yaşar!
Sonuç olarak;
Fert daha önce biriktirdiği “kin nefret ezilmişlik veya karşı durma duygusunu, en küçük sorunda büyük hiddet ve şiddetle dışarı vurmuştur. Bu dışa vurulan şiddetin mutlaka deklanşör sesi altında “eskiye dayanan, eskiden gelen ve liderlerin söyledikleri (kulüp başkanları , kitle veya futbol teknik direktörleri) hedef gösterdikleri kişi veya kurumlarla ilgili art bellek mevcuttur. Bu dışa vurum kitleler içindeki şuursuzların kendi hareketleri değil, birilerinin daha önce yaptıklarından cesaret alıp kendini sahneye atma çabasıdır.
Le bon’un “Kitlelerin Psikolojisi “kitabı önsözünün son paragrafı; gecen hafta Fenerbahçe stadyumunda yaşanan olayların ve arkasında aranmaya çalışılan ve mağdur olanı hedef gösterip, kitleleri bu yönde yönlendirme durumuna özetlemektedir. Yine aynı kitapta “unutulmaz olan olaylar insanların iç dünyalarındaki görünmez değişikliklerin, görünen eseridir, der. Siz insanları kaldıramayacakları kadar şiddet ve hedef verirseniz, onlarda belirli olaylarda kitleler ile birlikte kendilerini mutlaka topluma ya da sahneye gösterme çabasında olacaklardır. KİTLE DEMEK CESARET DEMEKTİR.
Adalet bir gün herkese lazım olacaktır.
Ercan Nogay Alper
ercannogayalper@gmail.com

25 Nisan 2018 Çarşamba

Hıncal Uluç'tan inanılmaz bir yazı ''yok öyle şey, dünyanın hiçbir federasyonu bu maçı tekrar oynatamaz''


"Artık inkar edilmez şekilde açığa çıktı ki 'nin sahibi çok 'ın sahibi yok. Aykut Kocaman, maçtan 24 saat sonra, yani oturup düşündükten sonra verdiği demeçte 'Bütün Türkiye ittifak etti ki olayda bir komplo var.' diyor. İttifak derken Beşiktaş'ı kast ediyor ve devam ediyor 'Bu komployu kuran Beşiktaş'tır'"


"BEŞİKTAŞ'IN TEKNİK DİREKTÖRÜNE SAHTEKARLIK İTHAMI VAR"

" 'Kan yok, yara yok, çakmak yok ama  ve Şenol Güneş sahayı terk etti.' Yani bu komplodur. Bunların hepsi Aykut'un [Kocaman] lafları. Burada, Beşiktaş'ın teknik direktörüne korkunç bir sahtekarlık ithamı var, bir. İkincisi; Beşiktaş kulübüne, tarihin yüz karası olacak, bir sahtekarlık iması var. Buna cevap vermesi gereken kişi kim? O an, duyduğu anda..."

"SENİN KULÜBÜN İTHAM EDİLİYOR, ÇIT YOK"

"Kulüp başkanları ne işe yarar. Devlet başkanı devleti, kulüp başkanı kulübü temsil eder. Senin kulübüne ve hocanı en ağır şekilde itham ediyor, çıt yok. O gece bütün haberlerde çıt yok; ertesi gün gazetelerde manşet yine çıt yok. 'ın başkanı kulübüne sahip değilse başka kim olsun?"

"'nin sahibi çok. Çünkü Fenerbahçe medyası da, olayın olduğu andan itibaren -ekranlar, gazeteler dahil- 'Fenerbahçe'yi bu işten nasıl kurtarırız?' savaşı içinde. Haberleri, haber değerlendirmeleri, başlıkları, yorumları..."

"'nin hükmen mağlup olmasını önleyecek hiçbir şey yok. Çünkü Fenerbahçe ev sahibi. Komplo vs... ne olursa olsun. O başka bir şey. Ben suçlunun kim olduğunu bilmiyorum. Ama bu sahada bir olay olmuş ve konuk teknik direktörün kafası yarılmış ve hakem maçı tatil edilmiş, oyun durmuş."

Buna dünyanın herhangi bir ülkesinde hükmen mağlubiyet vermeyecek bir federasyon varsa o ülkede bir daha futbol maçı olmaz. Yarın Galatasaray bir maçta şampiyonluk şansını kaybederken son 3 dakikada hadi rakip hocanın kafasını yar, ondan sonra tekrar başla. Yok öyle şey."
"Ev sahibi olmanın sorumluluğu hükmen mağlubiyeti getirir"

Fikret Orman niye konuşmuyor diyenlere gelsin bu yazı


kaynak: https://eksisozluk.com/entry/76329779

herseyin ayan beyan görüntüsü varken, hakem raporu belliyken, ilgili hastaneden doktor açıklaması varken herhangi bir yere demeç vermesine gerek olmayan başkan. 

ilk günden itibaren zaten hükmen karari çıkmayacağını düşünüyordum çünkü ilk gün yapılan açıklamalar olayın ne boyuta taşındığını göstermişti. hal böyleyken fikret ormanın söyleyeceği şeyler bizim beklentimizi yukseltip daha büyük hayal kırıklığı yasamamizdan baska birşeye sebep olmazdı. daha büyük hayal kırıklığı daha büyük öfke doğurur ve taraftar bazında manasız şeyler yapıp hakliyken haksiz konuma dusmemize sebep olabilir. biz bu ülkenin mecburi sağduyulu olmak zorunda olan kismiyiz çünkü adalet denen olgu bize adaletsiz şekilde uygulanıyor.

daha açıklanmadı ama maçın kaldığı yerden devam edeceği devlet bahçeli tarafindan resmi olmayan şekilde duyuruldu. su dakikadan itibaren fikret orman ve yönetiminden yegâne beklenti takımı o maça cikarmayip kupa denen tenekeye katılımı da süresiz olarak iptal etmesi olmalıdır.

beşiktaş bugüne dek hiçbir hakkini bağırıp çağırıp algi yaparak elde edemedi çünkü bunlar için ihtiyaç olan desteği hiçbir medya kuruluşundan elde edemedi. hakli olduğu davada dahi verdiği demeçler basin tarafindan saptirilip suçluymus gibi gösterilen bi düzende mucadele ediyoruz. sessizligimiz aptal oldugumuzdan değil, konusmanin bugüne dek faydasini gormedigimizden. dönüp maziye baktiginiz zaman çok örnek goruceksiniz. ne yazikki burası böyle bi ulke. mutlaka bu devran dönecek ve intikam nasıl bi duyguymus bu adaletsizliğe sebep olan herkes tadicak

24 Nisan 2018 Salı

Beşiktaş'a karşı kurulan büyük ittifak durmadan sıkılmadan yalan ve algı oluşturmaya devam ediyor, lütfen yayalım.


sezon başından beri kendisine karşı sistematik bir savaş var. evet, beşiktaş dışında tüm futbol camiası birleşti. madde madde inceleyelim;

* geçen sezonun sonunda, şenol güneş'in ayrılma olayı medyanın gündemine takıldı. öyle ki, neredeyse rakiplerin sosyal medya ve yazılı-görsel medya temsilcileri (tercihen tetikçileri kelimesini de kullanabiliriz burada) şenol güneş'in beşiktaş'ta mutsuz olduğunu, başkanın başka arayışlar içinde olduğunu söyledi. daha geçen sezon tam olarak bitmeden başladı yani herşey.

* sezon bitti, şenol güneş'in milli takım macerasına başlaması gerektiği yazıldı, çizildi aynı aktörler tarafından. tff boş durmadı tabi, federasyon başkanı şenol güneş ile görüştü, şenol güneş ve başkan üstüste 'olmaz böyle şey' dedi. 3 gün sonra lucescu ile anlaşıldı. abdullah avcı ismi soruldu yıldırım demirören'e, takım çalıştıran bir teknik adamın konsantrasyonu bozulmasın istedik, o yüzden teklif götürmedik dedi. e abdullah avcı çalıştırdığı profesyonel takım da, şenol güneş'in ki plaj futbolu takımı mı diye kimse sormadı, soramadı..

* sezon başı, klasik olarak tüm futbolcuları ayrıldı beşiktaş'ın. tolgay, atiba, oğuzhan, quaresma, talisca, adriano, tosic takımdan ayrılacaklardı, nedense hepsi kaldı. 

* sezon başı, uyduruk süper kupa mücadelesi, sahaya kelebek atıldı. sahaya meşaleler atıldı, tarafsız sahada oynanan maç sonunda, beşiktaş'ın sahası kapandı. konyaspor'a, sanki bu ülke futbolunun temel direklerinden biriymiş gibi davranıldı, galatasaray ve fenerbahçe taraftarları konyaspor'un gönüllü avukatları oldu, konyaspor başkanı internet sitesinden defalarca açıklama yaptı. hatta 15 temmuz vurgusu bile yapıldı. başkan'ın telefonunda bylock tespit edildi. (hakkını yemeyelim sonra beraat etti)

* 2 büyük rakibi, avrupa kupalarında, daha lig başlamadan adını telaffuz edemeyeceğimiz takımlara elendi, beşiktaş, şampiyonlar ligi grubundan namağlup, lider çıktı, grup çok zayıftı denildi. gruptan çıkıldığı günlerde, hemen 10 yıl-15 yıl-20 yıl öncesine atıflar yapıldı, biz zamanında şunu yenmiştik denildi. 

* kadıköy'deki fenerbahçe-beşiktaş maçında, hakem beşiktaş'ı doğradı, ertesi gün fenerbahçeli spor yorumcuları 'e 2 senedir siz kollanıyordunuz, bir seferde biz kollanalım ne olacak' dedi. fenerbahçe yöneticisi, beşiktaşlı caner'in özel hayatına kadar girdi, sosyal medya hesapları bu konuşmaları yüzlerce defa retweet ettiler, utanmadan.

* başakşehir takımı, sanki bir arsenal, bir atletico madrid gibi her sene şampiyonlar ligi'nde oynamaya alışkın bir takımmış gibi, uefa kupası'nı beğenmedi ve rotasyon uyguladı, beşiktaş maçı öncesi, gruptan çıkma maçına yedek takımla çıktı, uefa'dan elendi. bir aklı başında medya adamı, çıkıp da bu nasıl bir iştir demedi? 

* her beşiktaşlı oyuncu, oyundan çıkarken, bütün adımları zoomlandı, hocayla tokalaşıyor mu, yedek kulübesine gidip artistlik yapıyor mu, diye çok araştırıldı. 

* medya o kadar hedef takım yapıyordu ki beşiktaş'ı, kayserispor kendi sahasında beşiktaş ile 1-1 berabere kalınca, tüm takım zafer sarhoşu oluyor, zafer fotoğrafı çektiriyorlardı. 

* bir camia, yani fenerbahçe camiası, tüm sezon boyunca, işi gücü bırakıp, oyuncusuyla, başkanıyla, yöneticisiyle, teknik direktörüyle, medya tetikçisiyle, sadece ama sadece beşiktaş ile uğraştı. beşiktaş şu ana kadar ligde lider olamamasına, önünde ölümüne nefret ettikleri galatasaray olmasına rağmen, her maçtan sonra beşiktaş konuşuldu, şenol güneş konuşuldu, quaresma konuşuldu. aykut kocaman, tacımızı vermediler dedi, 3-1 'lik maçtan sonra, 'cüneyt hoca son dakikadaki faulü vermedi, gitti gol oldu, ikili averaj gitti' dedi, diyebildi, bir tanesi de çıkıp, 'e hoca senin gol de 1 metre ofsayttı, o ne olacak?' demedi, diyemedi..

* son kupa rövanş maçında, beşiktaş'a 55 dakika boyunca küfredildi, sahanın 4 bir tarafından bir sürü madde atıldı, en son teknik direktöre madde atıldı, kafası yarıldı. özür dilenip, geçmiş olsun denileceğine, kumpas dendi, kan yok dendi, şenol hoca numara yapıyor dendi, tolga zengin taraftarı kışkırtıyor dendi. bunların hepsi aynı anda nasıl oluyor demedi kimse? ellerinden gelse, beşiktaş'ı küme düşürecekler, şenol güneş'i futboldan men edecekler. ilginç olanı ise, galatasaray taraftarının (çoğunluğu) burada fenerbahçelileri desteklemesiydi. bir takım hem sahaya yabancı madde atıp, hem maç boyu ana avrat küfredip nasıl mağdur olabiliyor, insanın aklı hayali almıyordu tabi ki.. 

* son malatya maçında, hakemlik malatya aleyhine önemli hiç bir şey olmamasına karşı, malatya teknik direktörü sanki düşme potasındaymış gibi büyük bir hayal kırıklığı içerisinde yarım yamalak türkçesiyle (25 yıldır türkiye'de bu vatandaş, hala kırık türkçeyle konuşuyor, ne kadar ayıp) aklı sıra hakemler yüzünden kaybettik algısı getirmeye çalıştı. kimse de çıkıp, 'bu ne hırs erol bulut, sen 3 hafta önce başakşehir maçından önce, başakşehir şampiyon olur, diyen bir adamdın, üreme organın sadece beşiktaş'a mı kalkıyor', demedi, diyemedi. aynı maçta, murat yıldırım adlı futbolcu, quaresma'ya uçan tekme attı, sarıyla yırttı, ardından çıkıp o anın fotoğrafını, sosyal medyadan paylaşarak 'elimizden gelen her şeyi yaptık, maalesef olmadı' yazdı. 'ne olmadı murat yıldırım, birileri sana bu maçı kazanmanız halinde bir şeyler mi vaat etti, yoksa quaresma'yı sakatlamak için elimizden geleni yaptım, olmadı, başaramadım mı?demek istedin', diye tabi ki kimseler soramadı.. 

bunlar aklıma gelen başlıca olaylar, evet hepsi bir sezonda oldu, mutlaka unuttuğum şeyler de olmuştur. tüm bunlara rağmen, hala yarışın içinde kalabilmek, büyük başarı. 

ama yenmek yenilmek, şampiyon olmak, 4. olmak geçici şeylerdir, önce doğru olmak, düzgün olmak gereklidir. unutulmamalı..

bu sarışın kardeşlerin tezgahı bozuldu, düzenleri bozuldu. rahatları kaçtı. ya Beşiktaş nerden çıktı yeaaa modundalar haliyle


sindirildiği ve kuyusunun kazıldığı yıllarda peydah olmuş popüler kültür neslinin tepesine bir balyoz gibi inen spor kulübü.

fb li ve gs li bütün insanların beşiktaş ismini dahi görmeye tahammül edememe nedenleri, bu tayfanın doğup büyüdüğü yıllarda beşiktaş'ın canıyla uğraşmaktan hayatta kalma mücadelesinden ve dönem dönem parlamaya çalışmaktan kafasını kaldıramamış olmasıdır.

beşiktaş'ı sıradan bir '' dişli takım '' olarak gördüler çocukluklarından beri. beşiktaş şimdilerde uzun bir aradan sonda gerçek yerini alıyor yavaş yavaş. 

bu sarışın kardeşlerin tezgahı bozuldu, düzenleri bozuldu. rahatları kaçtı. ya beşiktaş nerden çıktı yeaaa modundalar haliyle.

evladım beşiktaş hep vardı. senin haberin yoktu. sana gösterilmedi, anlatılmadı, senden sakladılar. 

şimdi kafanıza vura vura öğretiyoruz.

kaynak:  https://eksisozluk.com/entry/76275393

23 Nisan 2018 Pazartesi

Şampiyonluk için hazırsanız bu yazıyı okuyun


eveet... 29 nisan'da son yılların en önemli maçına çıkacak takımımızdır.

derbiyi kazandığımız takdirde kalan 3 maçı da kayıpsız atlatacaktır. siz bakmayın rakiplerin yok efendim kollanıyor, vay efendim tüpçüye borç zırvalarına. ben artık iki sezondur aleyhimize yapılan bariz hataların (hata değil aslında lafın gelişi), kumpasların sayısını unuttum. ibneler algı kasıyorlar. yahu daha lig açılırken süper kupa maçında konyaspor taraftarının yaptıklarının dünyada eşi benzeri yoktur. sahayı bombalamak mı dersin, tribünü söküp atmak mı dersin rezilliğin bini bir paraydı. yetmedi, sahaya kadar girip futbolcuya bıçak göstermek nedir lan? bizzat öldürmeye teşebbüstü. peki ne oldu? biz ceza aldık.

ayrıca her hakemi beşiktaşlı ilan edip baskılamalar, beşiktaşlı teknik direktörleri yatacak suçlamalarıyla gazlamalar gırla gidiyor. önüne gelen hakem bizi sikiyor. beşiktaşlı teknik adamlardan çekmediğimiz kalmadı. bu sezon trabzonspor'u yendik diye sinir krizleri geçirdiler. bir kısmı pensilvanya diğer kısmı kandil saflarına katılma safhasına geldiler adeta.

kupa maçında (fb) kumpasın startını verdiler. zokayı yutmadığımız için halis görevlendirildi, yine olmadı. plan beşiktaş'ın engellenmesi arkadaşlar. gs, başakşehir'i geçemez. oyunları pamuk ipliğine bağlı. her maçı kaybetme modundalar. ben hakem korkusundan kesin yeneriz diyemiyorum. illa bir pislik çevirecekler. işte takımın buna göre hazırlanması gerekiyor.

gs, hasbelkader bizi yense bile kalan maçlarını kazanamaz. başakşehir'in şampiyon olabilmesi için bizim puanlar kaybetmemiz gerekiyor. gs, şu futboluyla kendi sahasında bugün izlediğim malatyaspor'u bile yenemez. akhisar ve göztepe deplasmanları cabası.

başakşehir de bu sezon pek iyi değil. dirençli takımları ya tek farkla zoru zoruna geçiyorlar ya puan kaybediyorlar. beni korkutan malatyaspor'un resmen yatması oldu. bakalım osmanlı ve antalya ne yapacak?

gs maçında dikkatli olursak illa gol bulup morallerini bozarız. dağılmaya çok yatkınlar. şenol hoca iyi hazırlanmalı. gs'yi yen, tamamen devre dışı bırak, başakşehir'in 1 maçta takılmasını bekle.

bol şans.

kaynak: https://eksisozluk.com/entry/76261824

20 Nisan 2018 Cuma

ekşiden: Beşiktaş kendisine karşı yaratılmak istenen krizi çok muazzam bertaraf etti helal olsun soğukkanlı takım ve taraftara


19 nisan 2018 fenerbahçe beşiktaş maçı'nda ilk defa bir krizi basariyla yonetmis takimdir.


rakip takiminin tahrik stratejisini, rakibe uygulayarak krizi firsata cevirmistir. santrayla birlikte kufure baslayan tribunlere karsi deplasman tribununun sakinligi ile baslayan surec; ricardo quaresma'nin atilan maddeleri gormezden gelmemesi, caner erkin'in "ben anlamam arkadas, kullanicam ben bu korneri" deyip korkmadan kose gonderine gitmesi, robin van persie'nin gecen sene cikardigi dili gunlerce paylasip uzerinden makara yapan taraftara; sahsina ve ailesine edilen kufurlere goz yummayip, cevap veren tolga zengin'i ile krizi basariyla yonetmistir. 

besiktasfenerbahce gibi durumu yonetirken tribunlerde adeta zamaninda bizim yaptigimiz gibi anlamsiz bir sekilde galeyana gelip, hata yaparak rezil goruntulere sebep olmustur.

su saatten sonra; her lafi carpitmak icin bekleyen medyaya karsi, takima konusma yasagi getirilmeli ve surec yakindan takip edilmelidir.

edilen kufurlerin, bu kadar ofkenin sebebi de budur. herkes bizim, bize karsi oynanan tahrik oyunlarina her zamanki gibi dusecegimizi beklerken; dusenin fenerbahce olmasi.

sarı kardeşlere birbirini yalatan takımdır Beşiktaş


sarı kardeşlere birbirini yalatan takımdır.


yöneticisi aziz yıldırım, hocası aykut kocaman değildir.

zira o derecede düşmüş,aciz bir kulüp değildir. takımı ve hocasıyla gurur duyulur.

çirkefmiş, aynı zamanda gs alacakmış aklını. ya bu gerizekalılıktır. ikiz dingiller gibi oldular. biri salak, diğeri ondan salak. çirkeflikten falan bahseden adamlar stadlarında kupa kaldırmasınlar diye ışığı kapatan adamları savunur oldu buralarda. bu kadar mı büyük lan göt korkunuz? noldu beşiktaş 8 9 kişi kalsın, sizin maça yedek çıksın diye mi bekliyordunuz? istediğin gibi olmadı mı?
https://eksisozluk.com/entry/76176671

ekşiden: bu kadar rezillik kepazelikten sonra çıkip hala operasyon vs konusuyorlar olayların sebebi bizzat sizsiniz fb


dünkü tarihi rezaletten sonra hala kalkıp olayı 3
temmuz’a, fetö’ye, fenerbahçe üzerine oynanan oyunlara (?) bağlamaya çalışan beyin ve futbol fukarası holiganlar görüyorum. yazık gerçekten, size ali koç gibi bir vizyon değil, aziz yıldırım gibi bir zihniyet yakışır bir 20 yıl daha!

tolga zengin’in ölmüş annesine dakikalarca durmadan küfür eden taraftarlar,
şenol güneş’in kafasına yabancı cisim yağdırıp 65 yaşında adamı hastanelik edenler,
koridorlarda fenerbahçe misafirperverliği (!) ile teknik ekibimize saldıran vahşiler,
quaresma ve caner korner kullanmaya her geldiğinde hunharca yabancı madde atmaya devam edenler,
ilk yarı 2 defa uyarı alınmış olmasına rağmen, üçüncü aksiyonda hakemin içeri girip maçı tatil edeceği bariz belli iken tüm uyarılara rağmen yabancı madde yağmuruna devam edenler,
beşiktaş 10 kişi iken, yine de beşiktaş’a karşı üstün top oynayamayan ve ilk maçın avantajını kullanamayacağını anlayıp maçı tarihi rezalete çeviren futbol düşmanları
sarı kartlık bir pozisyonda pepe’yi atan, kırmızı kartlık pozisyonlarda valbuena’yı ve skrtel’e sarı kart dahi veremeyen, yine bariz golümüzü vermeyen mete kalkavan,

bu kepazeliğin sorumlusu sizlersiniz. siz ve size yıllarca çanak tutan aziz, şekip, mahmut gibi vandal yöneticiler ve fenerbahçe medyası bu işi buraya kadar getirdi. sahada yenemediğiniz beşiktaş’ı masa başında yenmenize izin vermeyeceğiz. fenerbahçe kulübü ve taraftarının euro 2024 adayı türkiye’yi futbolda dün gece düşürdüğü vahim durum en okkalı şekilde cezalandırılmalıdır. dünkü olaylar trabzon’da olduğunda uygulananlar ne ise aynısı uygulanmalıdır. 

tüm beşiktaş camiasına geçmiş olsun. herkesin içi rahat olsun, şampiyonluk bizim kupa bizim olacak!

kaynak: https://eksisozluk.com/entry/76176038

ekşiden: Beşiktaş soğukkanlı kalmayı başardı hükmen galibiyetle önümüze bakıyoruz artık.. senciyiz Şenol Güneş


2005’ten sonra 2018 yılında da bir nisan https://eksisozluk.com/entry/76173652
ayında 10 kişiyle kadıköy’den galip çıkmış gibi görünen kulüp. yine de hafta içi tff’nin kararına kadar temkinli olalım. “orayı burayı gerelim, beşiktaş’ı tahrik ederiz” diye aylardır saçma sapan demeçler verenler dün geceki rezaletin sorumluları. beşiktaşım olması gerektiği gibi soğukkanlılıkla futbolunu oynadı, evine döndü. psikolojik üstünlük diye sayıklarken dünkü utanç fotoğraflarına neden olanlar alacakları cezayı düşünsün şimdi. kaynak:

ilk başta tiyatro diyorlardı, sonra tahrik dediler baktılar yemiyor şarlatanlarına operasyon başlıkları attılar,


Biz yaralarımızı sarar, dikişlerimizi söker yolumuza bakarız, ya siz!
Biz Fenerbahçeli dostlarımızla yine tatlı sert atışacak, oturup Alex mi Sergen mi tartışacağız, siz çıktığınız o çukura şarlatanlarınız ve TV’leriniz köşe yazarlarınızla defolup gideceksiniz. Ya siz bizi yüzsüzlüğünüzle yeneceksiniz ve futbol bitecek ya da biz sizi yenip futbolu Avrupa seviyesine çıkaracağız. Gerçi biz 20 senedir o seviyedeyiz ama neyse! Fenerbahçeli dostlarımız olayın farkındadırlar diye düşünüyoruz. Umarız operasyon saçmalığına inanmıyorlardır!
Hiç Beşiktaşlı, yerde  yatan Şenol Hocayı, Tolga Zengin’in ölmüş annesine edilen küfürü, köpeklerin saldırdığı A takım sorumlularını, hakemi, doğranan Beşiktaş’ı unutmasın, biz asla unutmayacağız, sizin gibi olmayacağız ama sizin yaptıklarınızı da unutmayacağız!
İlk başta tiyatro diyorlardı, sonra tahrik dediler baktılar yemiyor şarlatanlarına operasyon başlıkları attılar, şimdide 3 temmuz diyorlar. Belki kendiniz yersinizde, sizden başka kimse ye-mez-ler!
Biz yaralarımızı sarar, acılarımızda kendi içimizde unuturuz da sizi ne yapacağız, bu vicdansızlıkla yaşamanız diğer bütün canlılara hakaret. Akşam yaşananlar ortada medya ağa babalarını aklayacak. Aklamak zorundalar yoksa aç kalırlar!
Ne yani siz bu olaylardan Beşiktaş’a ceza gelmeyecek mi sanıyorsunuz, daha olaylar sürerken TV başında yorum yapan yorumcu müsveddesi yok Fenerbahçe’ye operasyon yok provokasyon, ağalar kimse inanmıyor dediklerinize. Aklama çabalarınızı anlıyoruz sonuçta; köpekler yemek yedikleri kaba pislemezler de; ama bu adam 65 yaşında 65, yerde yatan 65 yaşında bir adam, babanız dedeniz anneniz babaanneniz yaşında. Yemişim ulan sizin futbolunuzu. Yabancı madde yağdırdığınız adamlar milyon dolarlık adamlar, daha 1 ay önce o adamlar sizin sürekli milliyetçilik tasladığınız o bayrakla Avrupa’da ses getiriyordu. Geçmiş olsun deyin utanmaz arlanmazlar sizi! Yalandan da olsa geçmiş olsun!
Biz yaralarımızı sararız dikişlerimizi sökeriz biz yine şarkılar türküler marşlar söyleriz boğazın sahipleri olarakta. Sizin bu kaos, bize operasyon yapıyorlar bize şunu yapıyorlar bize bunu deyip her şeyi yapıp ondan sonra pişmiş kelle gibi kendinizi savunmanız, ak kaşık görmeniz, TV’lerdeki şarlatanlarınızı yandaş kanallarınıza çıkıp yok 15 Temmuz yok 3 Temmuz. Ye-mez-ler artık. Dünya bizi biliyor sizi, dün gece bütün dünya gazeteleri sizi yazdı, ünlü oldunuz bakın 10 senedir Edirne’yi geçemiyordunuz, tebrikler geçtiniz. Gurur duyun!
Siz değil miydiniz Trabzon şehri haritadan silinsin, can güvenliğimiz yok diyen. Siz değil miydiniz bize kapı kolu attılar diyen, o zaman birileri Trabzonspor’a operasyon yapıyorlar, e belki Trabzonspor ceza alsın diye ağababalarınız yaptırmıştır, sonuçta siz hep böyle demiyor musunuz? Holiganlığınızın kendini yaptığınız her şeyi size birileri yaptırıyormuş gibi davranmanız sizi aklamaz, sizin aklama çalışmanız bizi aptal yerine koyduğunuzu gösterir ama biz aptal değiliz, siz holigan vicdansız ve sıradan sığsınız. Her olaydan sonra çıkıp ağlayıp sızlayıp kendinizi aklama çalışmanız komik kendi taraftarınızda yemiyor. Siz İnönü’deki maçta yapmaya çalıştınız ama kimse sahaya inmedi, bizim oyuncumuz beş maç ceza aldı, yine siz aklandınız. Kaos olmadığı sürece bizi yenemeyeceğinizi biliyorsunuz!
Bu olaylar Beşiktaş veya Trabzonspor stadında olsaydı, şuan Türkiye’de Trabzon şehir olarak silinmiş ve biz gezi olaylarına bağlanıp terörist ilan edilmiştik. Düşünün en azılı Beşiktaş düşmanı emeğimizi çalanların en büyük hırsız hakem Toroğlu bile yaptığınız “3 Temmuz fetö o bu gibi” komik kendinizi aklama çalışmalarınızı yemedi. Ye-mez-ler.
Şenol Güneş fobinizin 2011 senesi ile alakası olabilir mi? Biz değil sizin şarlatan yorumcularınız söylüyor, hazımsız başarıyı çekemeyen güruhtan ibaretsiniz. Ağababalarınızda aynı, şimdi çıkıp diyecek ki 3 temmuzun devamı; ki ben bu yazıyı yazarken çıkıp bize “operasyon düzenlediler 3 temmuz fetö dhkpcpkk işid elnusra vs bir sürü bomboş konuşma yapmış”.
Geçmiş olsun dese, biz zaten hazırdık affetmeye ama bizim umudumuz işte. Gerçi sizden umudu kendi taraftarınız kesmiş ama neyse! Aykut Hocam, çıkıp konuşsana burada şampiyon olmak zor tacımızı çaldılar diye, bak adam hastanede yatıyor, solcu sosyalistsin hocam, hadi konuşsana, korkma biz arkanda olacağız! Yapamazsın hocam korkuyorsun, kimse sana bu futbol mantığı ile takım emanet etmez. Konya Fener arası gider gelirsin hocam!
65 yaşında adama geçmiş olsun yok, niye çünkü yavuz hırsız. Çünkü 50 senedir Fenerbahçe’ye operasyon saçmalığı ile 20 senedir kendisi başkan. Kendi aklı başında taraftarınızda yemiyor bunu artık. O tribünleri o hale sokan sizsiniz efendiler. Her maçtan önce TV’de düşmanlık naraları atanlar, 90 dakika maçı 5 gün konuşanlar. Şenol Hocaya Şenor diyenler, yandaş kanalınızda insanları alenen tehdit edenler. Sizsiniz bunun sorumlusu, biz dünyanın en büyük takımları ile oynadık siz kimseniz de sizden çekineceğiz.
Biz yaralarımızı saracağız, biz o stada gelip yine futbol oynamaya çalışacağız, Motorları mavilikler ile süsleyip fosseptik çukurlarınıza geri gömeceğiz.
O yapanları o saldıranları çıkarın, adalete teslim edin, gerçi adalet sadece bir saray adı ama yine de bir umut!

 “sisler bulvarına akşam çökmüştü
omuzlarımıza çoktan çökmüştü
kesik birer kol gibi yalnızdık
dağlarda ateşler yanmıyordu
deniz fenerleri sönmüştü
birbirimizin gözlerini arıyorduk

sisler bulvarında seni kaybettim
sokak lambaları öksürüyordu
yukarda bulutlar yürüyordu
terkedilmiş bir çocuk gibiydim
dokunsanız ağlayacaktım
yenikapıda bir tren vardı

sisler bulvarında öleceğim
sol kasığımdan vuracaklar
bulvar durağında düşeceğim
gözlüklerim kırılacaklar
sen rüyasını göreceksin
çığlık çığlığa uyanacaksın
sabah kapını çalacaklar
elinden tutup getirecekler
beni görünce taş kesileceksin
ağlamayacaksın! ağlamayacaksın!
Atilla İlhan/ Sisler Bulvarı…

Ercan Nogay Alper
İletişim: Ercannogayalper@gmail.com

18 Nisan 2018 Çarşamba

Avrupa'nin en büyük ve detaylı futbol data analiz sayfası ´euroclubindex´e göre süper lig takımlarının şampiyonluk şansları


avrupa'nin en buyuk ve detayli futbol data analiz sayfasina gore (´euroclubindex´) siralamada ucuncu olmasina ragmen (ikili averajda basaksehir'in gerisindeyiz) %43.7 ile acik ara en fazla sampiyonluk sansi verilen takim ´besiktas´.

su linke gidip spor toto super ligi secip duruma bakabilirsiniz. yaptiklarid etayli sayisal analize gore siralama ve puan durumu su sekilde;

siralama-mevcut puan-lig sonu puani-sampiyonluk sansi

1 besiktas 59 70 %43.7
2 basaksehir 59 69 %20.3
3 galatasaray 60 68 %24.4
4 fenerbahce 57 68 %11.4

kaynak:  https://eksisozluk.com/entry/76116903

Beşiktaş gelirlerinin sürekli artması ve sürdürülebilir borç durumu ile alakalı müthiş bir yazı


kaynak: https://eksisozluk.com/entry/76071748


bu sezon kartal yuvaları üzerinden lisanslı ürün satış geliri kaleminde tüm zamanların rekorunu kırmıştır.

2016/17 sezonunun tamamında (1 haziran 2016 - 31 mayıs 2017) toplam kartal yuvası net satışı 87 milyon lira ile o güne kadarki rekoru kırmıştı.

son açıklanan, 2017/18 sezonunun tamamlanmamış halindeki verisi bile (1 haziran 2017 - 28 şubat 2018) 109 milyon lirayı bulmuş durumda.

mart, nisan ve mayıs satışlarıyla 130 milyon liranın geçileceğini düşünüyorum.

yani geçen sezonki rekor veriden %50 daha yüksek bir rakam.

2017/18 sezonu ile tüm zamanlarda bir türk spor kulübünün bir sezon içerisinde elde ettiği en yüksek gelire ulaşacağız (takriben 750 milyon lira). 

faiz giderimizden kurtulmayı, hatta yarılamayı bile başarabildiğimiz takdirde bu sportif kadro ve yönetim istikrarı ile her sezon kaçınılmaz şekilde kar yazarız.

2018/19'da da 30 bin kombine, 500 bin forma, 45 milyon euro şampiyonlar ligi geliri, +100 milyon lira lisanslı ürün geliri ve artan sponsor geliri; bizi gerçekten sürdürülebilir karlılığa doğru götürecektir.

bu bağlamda her beşiktaşlı üzerine düşeni (takım iyi veya kötü olsa da 1 formasını, 1 kombinesini - bunlara maddi durumu el vermiyorsa 1 tişörtünü satın almayı) her sezon alışkanlık haline getirerek yapmaya devam etmelidir. çok değil 5 sezon önce 14 milyon lira olan lisanslı ürün gelirini 5 yılda 10 katına çıkıyorsa, diğer ezeli rakiplerini geçiyorsa, beşiktaş taraftarının potansiyeli, tutkusu tartışılmaz derece güçlüdür. 

sportif başarıdan bağımsız olarak, ülkemizde bugüne dek uzun periyotlar için hiç gerçekleştirilememiş bu taraftar katılımcılığı felsefesini içselleştirirsek, yaşamımızın sonuna dek dolmabahçe'de 15 günde bir güzel hafta sonları geçiririz semtimizde, boğaz'a karşı. bence buna değer.

About