24 Nisan 2018 Salı

Beşiktaş'a karşı kurulan büyük ittifak durmadan sıkılmadan yalan ve algı oluşturmaya devam ediyor, lütfen yayalım.


sezon başından beri kendisine karşı sistematik bir savaş var. evet, beşiktaş dışında tüm futbol camiası birleşti. madde madde inceleyelim;

* geçen sezonun sonunda, şenol güneş'in ayrılma olayı medyanın gündemine takıldı. öyle ki, neredeyse rakiplerin sosyal medya ve yazılı-görsel medya temsilcileri (tercihen tetikçileri kelimesini de kullanabiliriz burada) şenol güneş'in beşiktaş'ta mutsuz olduğunu, başkanın başka arayışlar içinde olduğunu söyledi. daha geçen sezon tam olarak bitmeden başladı yani herşey.

* sezon bitti, şenol güneş'in milli takım macerasına başlaması gerektiği yazıldı, çizildi aynı aktörler tarafından. tff boş durmadı tabi, federasyon başkanı şenol güneş ile görüştü, şenol güneş ve başkan üstüste 'olmaz böyle şey' dedi. 3 gün sonra lucescu ile anlaşıldı. abdullah avcı ismi soruldu yıldırım demirören'e, takım çalıştıran bir teknik adamın konsantrasyonu bozulmasın istedik, o yüzden teklif götürmedik dedi. e abdullah avcı çalıştırdığı profesyonel takım da, şenol güneş'in ki plaj futbolu takımı mı diye kimse sormadı, soramadı..

* sezon başı, klasik olarak tüm futbolcuları ayrıldı beşiktaş'ın. tolgay, atiba, oğuzhan, quaresma, talisca, adriano, tosic takımdan ayrılacaklardı, nedense hepsi kaldı. 

* sezon başı, uyduruk süper kupa mücadelesi, sahaya kelebek atıldı. sahaya meşaleler atıldı, tarafsız sahada oynanan maç sonunda, beşiktaş'ın sahası kapandı. konyaspor'a, sanki bu ülke futbolunun temel direklerinden biriymiş gibi davranıldı, galatasaray ve fenerbahçe taraftarları konyaspor'un gönüllü avukatları oldu, konyaspor başkanı internet sitesinden defalarca açıklama yaptı. hatta 15 temmuz vurgusu bile yapıldı. başkan'ın telefonunda bylock tespit edildi. (hakkını yemeyelim sonra beraat etti)

* 2 büyük rakibi, avrupa kupalarında, daha lig başlamadan adını telaffuz edemeyeceğimiz takımlara elendi, beşiktaş, şampiyonlar ligi grubundan namağlup, lider çıktı, grup çok zayıftı denildi. gruptan çıkıldığı günlerde, hemen 10 yıl-15 yıl-20 yıl öncesine atıflar yapıldı, biz zamanında şunu yenmiştik denildi. 

* kadıköy'deki fenerbahçe-beşiktaş maçında, hakem beşiktaş'ı doğradı, ertesi gün fenerbahçeli spor yorumcuları 'e 2 senedir siz kollanıyordunuz, bir seferde biz kollanalım ne olacak' dedi. fenerbahçe yöneticisi, beşiktaşlı caner'in özel hayatına kadar girdi, sosyal medya hesapları bu konuşmaları yüzlerce defa retweet ettiler, utanmadan.

* başakşehir takımı, sanki bir arsenal, bir atletico madrid gibi her sene şampiyonlar ligi'nde oynamaya alışkın bir takımmış gibi, uefa kupası'nı beğenmedi ve rotasyon uyguladı, beşiktaş maçı öncesi, gruptan çıkma maçına yedek takımla çıktı, uefa'dan elendi. bir aklı başında medya adamı, çıkıp da bu nasıl bir iştir demedi? 

* her beşiktaşlı oyuncu, oyundan çıkarken, bütün adımları zoomlandı, hocayla tokalaşıyor mu, yedek kulübesine gidip artistlik yapıyor mu, diye çok araştırıldı. 

* medya o kadar hedef takım yapıyordu ki beşiktaş'ı, kayserispor kendi sahasında beşiktaş ile 1-1 berabere kalınca, tüm takım zafer sarhoşu oluyor, zafer fotoğrafı çektiriyorlardı. 

* bir camia, yani fenerbahçe camiası, tüm sezon boyunca, işi gücü bırakıp, oyuncusuyla, başkanıyla, yöneticisiyle, teknik direktörüyle, medya tetikçisiyle, sadece ama sadece beşiktaş ile uğraştı. beşiktaş şu ana kadar ligde lider olamamasına, önünde ölümüne nefret ettikleri galatasaray olmasına rağmen, her maçtan sonra beşiktaş konuşuldu, şenol güneş konuşuldu, quaresma konuşuldu. aykut kocaman, tacımızı vermediler dedi, 3-1 'lik maçtan sonra, 'cüneyt hoca son dakikadaki faulü vermedi, gitti gol oldu, ikili averaj gitti' dedi, diyebildi, bir tanesi de çıkıp, 'e hoca senin gol de 1 metre ofsayttı, o ne olacak?' demedi, diyemedi..

* son kupa rövanş maçında, beşiktaş'a 55 dakika boyunca küfredildi, sahanın 4 bir tarafından bir sürü madde atıldı, en son teknik direktöre madde atıldı, kafası yarıldı. özür dilenip, geçmiş olsun denileceğine, kumpas dendi, kan yok dendi, şenol hoca numara yapıyor dendi, tolga zengin taraftarı kışkırtıyor dendi. bunların hepsi aynı anda nasıl oluyor demedi kimse? ellerinden gelse, beşiktaş'ı küme düşürecekler, şenol güneş'i futboldan men edecekler. ilginç olanı ise, galatasaray taraftarının (çoğunluğu) burada fenerbahçelileri desteklemesiydi. bir takım hem sahaya yabancı madde atıp, hem maç boyu ana avrat küfredip nasıl mağdur olabiliyor, insanın aklı hayali almıyordu tabi ki.. 

* son malatya maçında, hakemlik malatya aleyhine önemli hiç bir şey olmamasına karşı, malatya teknik direktörü sanki düşme potasındaymış gibi büyük bir hayal kırıklığı içerisinde yarım yamalak türkçesiyle (25 yıldır türkiye'de bu vatandaş, hala kırık türkçeyle konuşuyor, ne kadar ayıp) aklı sıra hakemler yüzünden kaybettik algısı getirmeye çalıştı. kimse de çıkıp, 'bu ne hırs erol bulut, sen 3 hafta önce başakşehir maçından önce, başakşehir şampiyon olur, diyen bir adamdın, üreme organın sadece beşiktaş'a mı kalkıyor', demedi, diyemedi. aynı maçta, murat yıldırım adlı futbolcu, quaresma'ya uçan tekme attı, sarıyla yırttı, ardından çıkıp o anın fotoğrafını, sosyal medyadan paylaşarak 'elimizden gelen her şeyi yaptık, maalesef olmadı' yazdı. 'ne olmadı murat yıldırım, birileri sana bu maçı kazanmanız halinde bir şeyler mi vaat etti, yoksa quaresma'yı sakatlamak için elimizden geleni yaptım, olmadı, başaramadım mı?demek istedin', diye tabi ki kimseler soramadı.. 

bunlar aklıma gelen başlıca olaylar, evet hepsi bir sezonda oldu, mutlaka unuttuğum şeyler de olmuştur. tüm bunlara rağmen, hala yarışın içinde kalabilmek, büyük başarı. 

ama yenmek yenilmek, şampiyon olmak, 4. olmak geçici şeylerdir, önce doğru olmak, düzgün olmak gereklidir. unutulmamalı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.

About