https://eksisozluk.com/entry/70842913
ligin ilk haftalarındaki gidişat pek çok şeyin sinyalini veriyordu. bazıları oturmamış ve yorgun takımın çok ezici olmayan oyununa odaklanıp hemen şampiyonluğu rakiplerimize teslim etti. nihayetinde porto maçında patlak verdi durum. çok belliydi böyle olacağı. ligin gidişatı da büyük ölçüde böyle olacak. peki neden bu fikre kapıldım ?
çin ve ispanya kamplarında yola giden vakit çok fazla. sezona zaten geç başladık. şenol güneş zor bir karar verdi. ya daha hafif bir yükleme antrenmanı yapılacak ve lige iyi başlanacak; ya da çok yoğun şekilde yapılacak ve yorgun başlanacak. doğru karar verildi bana göre. ikincisi tercih edildi. günde iki bazen de üç kere yükleme antrenmanı yapıldı. sezon başı sakatlıklarının da nedeni tam olarak buydu. gökhan töre ve atınç nukan'ın sakatlıkları yorgunluk sakatlığıdır mesela.
ben çok çok kötü bir başlangıç bekliyodum. hatta o haftalar için kafamda yazı bile hazırladım taslak halde. çünkü taraftarımız yaşanmışlıklardan dolayı karamsarlığa çok müsait. ama hiç beklediğim gibi olmadı. yorgunluğa rağmen çok kaliteli mücadele verdik. geçen yıllarda en iyi zamanımızda bile kaybettiğimiz takımlara karşı etkili olduk bu sezon.
beşiktaş yorgunluğun etkisinden milli maç arasında çıktı. aradan sonraki ilk maç karabükspor maçıydı. pek çok arkadaş beğenmedi o maçtaki performansımızı. ben çok tatmin oldum. 3 kere karşı karşıya pozisyon, kaçırılan bir penaltı, 10 kişi kalmak ve o halde bile gol atıp kazanmak. bence porto maçı kadar büyük ve önemli bir galibiyetti. gelecek hakkında bilgi verdi. peki ne değişti ?
ilk olarak takımın çoğu birbirini tanıyor. şampiyon kadroyu 1 eksikle koruduk. sahadaki herkes takım arkadaşının ne düşüneceğini önceden biliyor. oraya koşuyor veya oraya top atıyor. bu rakip takım tarafından tahmin edilemediğinden domine eden bir futbol ortaya çıkıyor.
porto teknik direktörünün dediği atlanan bir şey var. "beşiktaş çok organize oynuyor, biz o organizasyondan çok uzağız". organizeden kasıt ne ? organizeden kasıt üçüncü goldür, dikkat edin. fabri oyunu başlatıyor, pepe rakip hücumcuları önde olmanın rahatlığıyla üzerine çekip orta sahayı boşaltıyor. boştaki caner erkin'e milimetrik bir pas veriyor. atiba, sol kanadın eksik olduğunu görüp pas yapmak için sola geliyor. cenk forvetten sola kaçıyor. sol kanatta üçe bir bulunuyor. caner - atiba- cenk pasa başlıyor. porto rahat paslaşmadan rahatsız olup sağdaki oyuncularla birlikte sola koşuyor. caner, sağ taraf rahatladığı gibi topu oradaki babel'e aktarıyor. negredo sağda tek portolu'nun olduğunu görüp ryan babel'in önünü açmak için adamı arkasına takıyor. pasa girip babel'i karşı karşıya bırakıyor. ve gol.
şimdi bu gol rastgele, karga tulumba bir hücum mu sanıyosunuz siz ? pozisyonun içinde her oyuncu bilinçli olarak pozisyonu bu hale getiriyor. herkes yapacağı işi biliyor. sürekli sahada düşünme halindeler. maçtan sonra en çok zihin yorgunluğu yaşadıklarını düşünüyorum oyuncuların. ve porto'ya da başka şekilde handikap atamazsın zaten. geçen yılki avrupa macerasında porto sadece bir kez yenilmiş evinde. o da henüz 27. dakikada 10 kişi kaldığı bir maçta juventus'a karşı 0-2. büyük organizasyonların, büyük takımların işi bunu yapmak. yaptık mı ? yaptık. birinci neden organizasyon.
ikinci neden rotasyon. porto maçında en etkili isimlerden biri cenk tosun'du. neden ? çünkü haftasonu negredo oynadı onun yerine. yarın konyaspor karşısında muhtemelen yine negredo çıkacaktır. şuanda beşiktaş'ın neredeyse her oyuncuyu dinlendirebileceği bir kadrosu var. özellikle en çok yıpranan kanat oyuncuları, santrforlar ve ön liberolarda bol yedekli bir kadromuz var. gary medel, jeremain lens, orkan çınar, tolgay arslan, cenk tosun şuanda lig maçlarını götürebilecek oyuncular. gökhan gönül dönünce de sol bek rotasyonu başlayacak caner erkin ve adriano correira arasında. gökhan töre kanat rotasyonuna gelecek. dinlendiremeyeceğimiz tek mevki stoper olarak görünüyor şuanda. ona da ocak'ta atınç nukan ve domagoj vida eklenecek.
peki bunun etkisi ne ? rakamlardan bahsedelim. beşiktaş geçen yıl 11 maçta puan kaybetti. bunlar 8 beraberlik ve 3 mağlubiyet şeklindeydi. beşiktaş bu 8 beraberliğin 6'sını avrupa maçlarının etrafındaki haftalarda aldı. çok önemli bir ayrıntıdır. bu 6 beraberliği almadığınız takdirde lig tarihinin en domine şampiyonluğuna erişiyorsunuz.
sene başında buraya bir bakınız vermiştim. gülen gözlerfilminde vecihi uçakla eve iyice yaklaşınca adile naşitsarsıntıdan dolayı "bu sefer başka türlü geliyor allah korusun" der. geçen yıl beşiktaş hem şampiyon kadrosunu koruyamadı, hem de pek çok mevkisi eksik başladı. sadece iki kanat oyuncumuz vardı. aboubakar form tutamamış, anderson talisca hemen sezon başında sakatlanmış, caner erkin sezonu kapatmıştı.
bu sezon beşiktaş şampiyon kadrosunu korudu. rotasyonunu muazzam genişletti. hem zaten şampiyon olan kadro yeni gelenlerle daha iyi olmaya zorlanıyor, hem de dinlenmeye ihtiyaç olduğunda dinlenebiliyolar. işte bu yüzdendir başka türlü gelişimiz. diğer takımların iyiliğine veya kötülüğüne göre şekil almayın arkadaşlar. onlar iyi olsun ki bahaneleri kalmasın, boşverin. ama biz en iyi olalım. bunun için şartlar son derece müsait. organizasyon + rotasyon = dominasyon. bu işlemin başka sonucu yok. zafer bizim olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.