Çıktığı TV programlarında borç için “öylece erimiz, forma satarak ve yayın gelirleri ile olacak iş değil diyor” haklıda. 500 bin forma satsanız bile maalesef bu daha önce yapılmış kredi ve borçların faizlerine anca yetiyor, dikkat edin sadece faizlerine!
Peki nasıl eriyecek sorusuna ise vizyon örneği sunarak Chelsea örneği vererek, “Ortaköy’den küçük semt takımı dünyada nasıl taraftar sayısına ulaşıyor, samsung bilmem ne reklamı alıyorsa bizde aynısını yapacağız” diyor ve önümüzdeki 3 sene boyunca neler yapmak istediklerini sıralıyor. En azından ne yapmak istediğini anlıyorsunuz. Elinde bir sürü proje olduğunu ve yapmak istediğini boş konuşmadığını hissediyorsunuz.
Ben Simao’yu beklerken, Adalı Guti ile geldi diyen adamdan, Chelsea City Barcelona gibi devleri izleyip “nasıl para kazanırım nasıl yüz milyon taraftar seviyesine çıkarım” diye kafa patlatan bir adama kadar geldi. İlk geldiği dönemde yaptığı tutmayan birkaç transfer hatasını da yaptığımız her şey tutmuyor diye özeleştiri ile açıklamaya çalışan bir Başkan! Beşiktaş’ın Seba’dan sonra bence en iyi Başkanı.
Bay Başkan, ne olursa olsun stadı bitirip gelirleri yukarı çekmemiz gerekir derken, gülen adamların şimdi stadı devlet yaptı goygoyları ile yükselen Beşiktaş’ı nasıl izlediklerini görmek bile Fikret Orman’a teşekkür etmek için yeter de artar. Stadın yapılışını bu kadar önemsemesindeki sebebin sadece para olmadığını gelen ve ilan edilen 2 şampiyonlukta nasıl katkı sağladığı da ortada. Beşiktaş 30 maçtır orada yenilmiyor ve rakiplerin hemen hemen hepsi o tribünlerden ve stadın mükemmelliğinden bahsediyor. Getirdiği prestij ve sponsorlarda cabası. Yani stat projesi 2019 süper kupa finali ile aslında gerçekleşmiş ve vizyon olarak tamamlanmış gözüküyor. Peki bu kime ait bir başarı tatbiki de Başkan’a ve yönetim kuruluna. Sanırım Basketbol takımı içinde sponsor arayışı var. Sponsor bulununca basketbol sahası yapılacak. Çin İran katar ziyaretlerinin konu ile alakası olduğunu düşünüyorum. Geldiğinden beri yaptığı futbolcu satışından gelen paranın 55 milyon Euro civarında olduğunu ve bunu 100 milyona kadar çıkarmak istediklerini, bu senenin sonunda bunu da yapacaklarını açıklıyor. 100 milyon Euro! Yani Beşiktaş’ın kuruluşundan beri yapılan en büyük satış. Satış=kar. Yaptığı birkaç hatalı transfer hariç getirdiği futbolcular ve yaptığı pazarlıklar dillere destan “ben Beşiktaş’ın bir kuruşunu bile sokağa atmam” diyen biri. Hani şu milyon dolar tazminat ödediğimiz dönemden geldiğimiz nokta bu! Çok şükür. Amatör branşların sponsorsuz maalesef yük olduğunu bunuda devlet ile çözeceklerini söylüyor. Umarız oda istediği gibi ve seviyesinde iyi olur.
Bu kadar iyi düşünülen ve en azından uygulanmaya çalışılan iş proje varken, adamların yaptıkları ortadayken, boş beleş cümlelerle Başkanı eleştirmek sadece gereksiz lakırdı. Eleştirmek derken bel altı işlerden bahsediyorum.
Cin seferi ve oynanan hazırlık maçının etkilerinden bahsederken bile şimdilik bir ekonomik getirisi olmasa bile önümüzdeki sene Türkiye’de Cin senesi olacağını ve bununda Beşiktaş’a yarabileceğini söylüyor. Yani hadi kalkın Cin’e gidelim diye yapılan bir şey değil. Bir proje ve artısı eksisi hesaplanarak yapılmış. 92 milyon kişinin izlediği bir hazırlık maçı. 92 milyon! Yani şu an da o 92 milyon kişi Beşiktaş’tan haberdar. İlla ki bunun güzel dönüşleri olacaktır. Devre arası İran ve Azerbaycan’da hazırlık maçları oynanacağını ve buralardan sponsor alınmaya çalışılacağını söylüyor. “Elalem Amerika’da para kazanıyor” diyor, “bizim neden olmasın” diyor, şimdiye kadar sormadığımız hata! Gerçekten bizim neden olmasın!
Gizli yürüttüğü ve kamuoyu ile paylaşılan projelerden bahsediyor, PROJE. Yani bizim havadan sudan salladığımız şeyleri, başkan şunu yap bunu yap dediğimiz şeylere adamlar kafa patlatıyor.” Günün 18 saatini Beşiktaş ile geçiriyorum” diyor, kendisi başaralı bir iş adamı aynı zamanda. Kendi işlerine ne zaman vakit ayırıyor nasıl yürütüyor bilmiyorum. İnanarak söylüyorum ki, kendi işlerini daha az önemsediği ortada.
Akıcı Türkçesi ve İngilizcesi (başka dil biliyor mu bilmiyorum) zarif tavırları, giyimi kuşamı ile tam bir İstanbul Beyefendisi kendisi. Artvin Hopa’da doğmasına rağmen yıllarca Beşiktaş’ın içinde bulunmuş asiliğini ve sertliğini yerine göre göstermeyi öğrenmiş gözüküyor. Karadenizli olarak değil de, Beyefendi olarak kendisine yer edinmiş. İyi bir aile babası. Tatlı sert bir havası var. Kızlarını da iyi yetiştirmişe benziyor, kısaca komple bir Adam! Sporcular ile direkt görüşmem lazım olduğunu düşündüğüm an konuşurum diyor, ülkede kuvvetler ayrılığı yokken, Beşiktaş’ın böyle yönetildiğini söylüyor ve disipline nasıl önem verdiğini belli ediyor. İş böyle olunca Takım taraftar yönetim teknik adamların kendi işlerini yapmaları da başarıyı getiriyor. Şampiyonluklar kar payının artması dünyada daha fazla tanınma vs vs vs. Come To Beşiktaş!
Başkan olduğu dönemde, diğer takım taraftarı ile de arası bayağı iyi gözüküyor. Yine bir TV programında, “Gs, Fb veya diğer Anadolu takımları ile herhangi sorunum yok diyor ve ekliyor, hepsinin stadında bulundum ne bir terbiyesizlik ne de bir taşkınlık gördüm, herkesle sohbet ettim fotoğraf çekindim”. Bu rahmetli Özhan Canaydın benzeri bir yapıya ve sevgisine kavuştuğunu gösteriyor. Özhan Canaydın’da diğer camialar tarafından sevilir ve sayılırdı, efendi adamdı, güzel adamdı, çirkeflikle başka masa başı oyunları ile işi olmazdı. 5.5 sene de bir kere hak mahrumiyeti cezası alması da bunu gösteriyor zaten.
Gerçekten projeleri yaptıkları yapmaya çalıştıkları yapamadıkları günahı ile sevabı ile Fikret Orman tam olması gerektiği gibi bir adam ve öyle olmaya devam ediyor.
Beşiktaş’ımızın dünyada yükselişi sürerken taraftarla bütünleşip müthiş işler çıkartıyor.
Yolu bahtı şansı açık olsun, hep bizimle olsun.
Teşekkürler, Fikret ORMAN.
Ercan Nogay ALPER
İletişim: @ercanalper1903
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.