iki seçenek var.
1- satabileceğin oyuncuları satıp elde ettiğin bonservis gelirleri ile her bölgeye daha genç ve gelecek vaad eden oyuncular almak ve ffp süresince yeniden yapılanmayı devam ettirerek, ffp bittiğinde de tecrübeli oyuncuları kadroya katıp başarı kovalamak.
2- bonservisi elinde olan tecrübeli oyunculara yönelip yaşça biraz geçkin ama hazır bir kadro kurup ffp süresince kısa vadeli çözüm ve kadrolar ile başarı yakalayıp prestij, marketing, sponsorluk, yayın ve turnuva katılım bedelleri ile gelir havuzu oluşturarak hem ffp'yi başarılı geçirmek, hem de ffp'den sonraki süreçte yeniden yapılanmada daha rahat hareket edebilecek geliri sağlamak.
ikinci seçenek bana göre de daha mantıklı ve türkiye şartlarında daha uygulanabilir. hem hazır oyuncu getirip kısa vadede çözüm üretmiş oluyorsun, hem de bu isim taraftarı mutlu etmesinin yanı sıra yazılı, görsel ve sosyal medyada gündem oluşturan ve konuşulmanı sağlayan bir hamle olmuş oluyor. verdiği katkı ve gelecek muhtemel başarı ise tüm bu zinciri birbirine bağlayan en önemli halka oluyor.
kadromuzun yaş ortalamasına takılmayın o yüzden. mecburiyetler ve kısıtlamalar bize çok fazla seçenek bırakmıyor. biz de o seçenekler içinde en uygun olduğunu düşündüğümüzü seçiyoruz.
bu sene şampiyon olamayabiliriz, şampiyonlar ligine de katılamayabiliriz. olası tüm bunlar. bu kötü bir senaryo ama bu kötü senaryoda bile seneye yapacağımız muhtemel hamlelerde elimiz kolumuz çok bağlı olmuyor. zira transferde para saçan bir başkana ve komiteye sahip değiliz. bu sebeple, bugüne kadar yaptığımız transferler gelecekte yapacağımız olası hamleleri engellemeyecektir.
zaten fikret orman öyle değişik bir adam ki, bu kadar kurt oyuncuyla bile böyle çılgın pazarlık yaptığına göre gelecek vaad eden oyuncu aldığında muhtemelen sözleşmeye''beşiktaş'ta oynadığı için her ay beşiktaş'a 100 bin euro öder'' maddesi falan koydurup aklını alır çocukların.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.