"taraftarı mutlu gördükçe ben de mutlu oluyorum" diyen, şenol güneş'in bize kırgın olduğu tek mesele var. taraftar olarak kadroya biz karar vermek istiyoruz. ve her teknik direktör için onur kırıcıdır bu. tolga zengin'e verilen aşırı tepkiler, maçta başka bir oyuncu yıldızlaşsa da sadece ricardo quaresma'ya ilgi gösterilmesi, yedekte oturan demba ba'yı oyuna sokmak için yapılan tezahuratlar çok yanlıştı bu sezon. o stattaki 42 bin kişinin hiçbiri bu işi şenol güneş'ten iyi bilmiyor. olcay şahan'ın moralini ve dolayısıyla futbolunu düşüren de sosyal medyada kendisine "siktir git artık" minvalinde yorumlar atan sözde beşiktaşlılardır. üzerimize vazife olmayan işlere karışmayı biraz fazla seviyoruz.
artık "x giderse bu takım biter" kafasından kurtulmamız gerekiyor. bu takım belli bi' yola girdi. oyuncular değişse de takımın dominasyonu değişmiyor. geçen yaz hem gol kralımızı, hem de asist kralımızı kaybettik. yine şampiyonuz. geçen yıl formayı mario gomez'den bir maç bile alamayan cenk tosun 24 gol attı bu sezon toplamda. geçen yıl mario gomez 28 gol atmıştı. oyun olarak geri kalsa bile eksiğini başka oyuncular tamamladı. jose sosa yerine alınan anderson talisca; sezon yarısında sakat olmasına rağmen 17 gol, 6 asist yaptı. sosa geçen yıl tüm maçlara çıkıp 9 gol , 13 asist yapmıştı. istikrar için kalmalılar, ama gitseler de tablonun yine benzer olacağı belli. hiçbir oyuncu değişilmez değil.
çok kolay telaşa giriyoruz. geçen yıl puan farkı 3'e düşünce de şampiyonluktan umudunu kesenler vardı. bu sene puan farkı 2'ye düşünce ligi üçüncü bitireceğimizi iddia eden yazar gördüm ben. geçen sene biri derbi olan son 4 maçın 3'ünü kazandık. son maçı da şampiyonluğu garantilediğimiz için önemsemedik. bu takım son haftalara önde girerse kaybetmiyor. bu sene son 4 hafta skorlarına bakalım. 0-2, 4-1, 0-4, 4-0. 4 domine galibiyet. alt sıralara hiç bakmaya gerek kalmadan. korkmayın, bizim çocuklar kupanın ışıltısını gördü mü almadan bırakmıyor.
takıma güvenin. olimpik lyon'la eşleştiğimizde "katılmak da güzeldi" diye yorumlar yapan takımdaşlarım vardı. son lyon maçlarını paylaşıyolardı. lyon, metz'i 5-0 yendi diye karalar bağlayanlar mı dersin "alkmaar'a 7 atan bize n'apar" diyen mi dersin; ne yorumlar gördük. ya arkadaş biz rakiplere söylüyoruz ama sen kendi takımının büyüklüğünün farkında değilsin. alkmaar ne ? metz ne ? as roma'yı 4 atarak eleyen takıma neler yaşattık bak feyz al. deplasman maçı evveli bir kişi yoktu umudu olan. 80 dakika maçı biz oynadık. elim kaza olmasaydı galip dönecektik ordan. at artık şu küçük takım psikolojisini. şampiyonlar ligi grubumuz geçen yılkinden muhtemelen zor olacak mesela. korkma hiçbirinden. sen beşiktaş'sın.
şampiyonluğa koştuğumuz haftalarda dahi anadolu maçlarında tribünde boşluklar vardı. vodafone arena kombine transferi başlığına bakarsanız görürsünüz. bi' anda herkesin işi çıkıveriyor ama ne hikmetse derbi maçlarında işi çıkan çok az. beyler, stada takımı izlemek için gelin. rakibi değil. emin olun anadolu maçlarında atmosfer daha iyi oluyor. karaborsa'dan fenerbahçe maçına 4 kat para vereceğine, gişe fiyatının yarısına alanya maçına gel.
derbi maçlarında ortamı biz geriyoruz ve fenerbahçe de galatasaray da gerginlikten hoşlanan takımlar. volkan demirel'in bizzat açıklaması var; "taraftar beni hedef aldıkça daha çok motive oluyorum" diye. gerçek bu. 2011'den beri trabzonspor'un fenerbahçe'ye diş geçirememesi ve hatta çoğu maçta fark yemesinin yegane sebebi bu gerginliktir. bursaspor'un da bize her maç kaybetmesinin nedeni budur. takımımız her takımdan iyi oynuyor ve onlar sahada gereğini yapacak zaten. sen volkan'a "ayı" diye bağırırsan böyle sezonun en iyi maçını sana karşı çıkarıyor işte.
çoğu rakip takım taraftarı başarımızı tff başkanı'na ve hakemlere bağlıyor. biz bu algılara karşı gelemiyoruz. 2016-2017 sezonu beşiktaş aleyhine hakem hataları başlığında görsellerle tek tek gösterdim hataları. hata yapılan çoğu maçı kazandığımız için gündem olmuyor. hayır, gündem olmak zorunda. galatasaray'ın kurumsal twitter sayfası, 15 cm'lik bir ofsayt için tff'ye hesap soruyorsa bunun mislini sen de yapacaksın. yoksa senin şampiyonluğu ilan etmeye çıktığın maçta 43 cm ofsaytla yediğin golü verirler. hakkımızı aramalıyız.
3 ve üzeri fark dışında kesinlikle tribünde ağır kanlı besteler söylemememiz lazım. yediğimiz aşağı yukarı tüm gollerde arka planda böyle besteler var çünkü. ıslık ciddi bir handikap yaratıyor rakibe. hücum ederken de girilen bir "saldır beşiktaşım oley" veya "kartal gol gol gol" tezahuratında, korner kullanmaya gelen oyuncuların bile koşuşu değişiyor. maça etkimiz sandığınızdan fazla. şampiyonluğa etkimiz de. bunun farkında olalım.
bi' de benden özel rica. şu tinerci mevzusunu bir hakaret olarak görmekten vazgeçin*. biz kanıksadıkça deli oluyolar çünkü. şampiyon olduğumuz gece twitter timeline'ım tiner şişesi caps'leriyle doluydu, hepsi de bizim taraftardan. çarşı'ya giriş yapan gruplar bile "oooo tinerciler geldiii" diye geliyor artık. tiner meselesini bir övünç unsuru olarak alın. azalarak bitecekler o zaman.
sen son üç yılda 63 hafta lider kalmış, son iki senenin şampiyonu, son iki senenin en çok gol atan, en az gol yiyenisin. avrupa'da çeyrek final'i yeterli görmeyen bir takımın taraftarısın. lige kötü de başlasa, kötü bir transfer dönemi de geçirse önümüzdeki senenin yine favorisisin. takıma güven, hakkını ara ve fütursuzca destekle. gerisi kendiliğinden gelecek zaten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.