Beşiktaş benim hayatımda ve kariyerimde çok önemli yere sahip. Öncelikle benim İngiltere dışında çalıştığım tek kulüp. Özellikle ilk yılım çok zordu. İlk yılımda baya zorlandım Beşiktaş’ta. İşte o zaman başkanın desteğini hissettim. O süreçte bana bay bay demesi çok kolaydı ama yapmadı ve devamında başarıyı yakaladık. Bir pankart açılmıştı ‘evine geri dön Gordon’ demelerine rağmen biz böyle bir süreçten çıktık. Süleyman Seba’nın çok sayıda artı yönü vardı. Her şeyden önemlisi futbolculuktan geldiği için oyuncu ve antrenörlerin sorunlarını çok iyi anlayabiliyordu. Onun bir diğer özelliğinde asla gaza gelmez ve sakinliğini korurdu. İşler kötüye gittiğinde modunu düşürmezdi. Futbol parçasının en önemli parçasının oyuncular olduğunu çok iyi biliyordu. Süleyman Seba’nın varlığından oyuncular aslında varlığından etkileniyordu. Futbolcularda biraz onun için oynuyordu. Hatırlıyorum 15-16 yönetici olmasına rağmen hepsiyle tartışır ve haklılığını gösterirdi. O zaman onun karizmasında yatan bir başka özelliği vardı. Sokaktaki taraftarlada, başbakanlada aynı tarzda konuşurdu. Bütün çevresi ona çok saygı duyardı. Bambaşka bir insandı. Futbol’da birazda şansa ihtiyaç vardır. Benimde en büyük şansım Süleyman Seba’nın başkan olmasıydı. Ona çok büyük saygı duyuyorum. Efendi Beşiktaş biraz da buradan çıkmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.