29 Ocak 2018 Pazartesi

Ahmet Çakar: pısırık Ali Palabıyık

kaynak

Dün gece Trabzon'da iki takım da üzülmedi...

Ama iki takım da sevinemedi. Aslında hangi takım daha çok hak etti dersek; herhalde en haklı sonuç beraberlikti...
İlk yarıda ev sahibi  belki de tarihinin en kötü 45 dakikasını oynadı.
 tek kaleydi. Kaleci Volkan'ı, görmedik bile. Trabzon iki pas yapamıyor, sürekli topu kaybediyorlar, Fenerbahçe ise sürekli hücum ediyordu. Aslında bu yarıda Fenerbahçe skoru pekala kazanabilirdi.
Devrenin bitimine dakikalar kala Alper'in akıllı pasında  eveleyip, gevelemeyip topa çabuk vursa, Fenerbahçe ilk yarıyı önde bitirirdi. İlk devre bittiğinde maçı seyreden herkes Kanarya herhalde kazanır, Trabzonspor'un kazanması mucize olur derken, ikinci yarıya Trabzonspor, Sosa'yı oyuna alarak başladı.
Trabzonspor birden okumayı öğrenmiş talebe gibi sökülmeye başladı. Pas trafiği hızlandı ve bunlardan birinde de Abdülkadir'in mükemmel ortasını yine mükemmel bir kafa ile tamamlayan Burak Yılmaz Trabzonspor'u öne geçirdi. Aslında bu golden biraz sonra Burak yine Volkan'la karşı karşıya kaldı. Tereddüt edince golü kaçırdı. Aykut Kocaman'ı anlamıyorum...
Soldado ve Valbuena'yı niye mağlupken oyuna alıp da onlarla başlamazsın be adam. Son 15 dakika Fenerbahçe müthiş bir baskı kurdu ve bir korner atışında da Josef de Souza beraberliği getirdi. Sonuca baktığımızda iki takıma da yaramadı. Ama iki takımı da çok üzdüğünü söyleyemeyiz. Beni üzen hakem 'ın eyyamcı, pısırık, korkak yönetimi oldu. Belki sonuca etki etmedi ama abuk sabuk düdükler çaldı. İlk yarıda Alper'e yapılan iki harekette de karar kırmızı olmalıydı.
İlkinde Pereira bastı ikincisinde Kucka kasten bastı. Bırakın kırmızı, sarı kartı Palabıyık istifini bile bozmadı. İkinci yarıda Fernandao art arda tekmeler attı, net kırmızıydı sarı kartla geçiştirdi.
Buna hakemlik denmez, buna ağır eyyamcılık ve korkaklık denir. Böyle bir maçı Avrupa'da yönetirsen sana hakem demezler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.

About