kaynak: https://eksisozluk.com/entry/73540013
arkadaşlar merhaba.
21 ocak 2018 pazar günü lige antalyaspor maçıyla yeniden merhaba diyoruz. devre arası kampını adeta sezon başı kampı gibi geçirdik ve lige biraz yorgun da olsak hazır olacağız. şubat ortasına kadar her hafta tek maçla devam edeceğiz.
hazırlık kampında fırat günayer'in çektiği bir altıya üç antrenman çalışması vardı. izleyenler fark etmiştir nasıl bir çalışma olduğunu. dikkatli gözlerden kaçmayan bir olay vardı orada. altı kişilik üç grup halinde bir antrenman yapılıyor. saha enine üç parçaya bölünmüş, her bir alan bir takıma ait. takımlardan biri topa hakim, diğer bir takımın üç oyuncusu, topa hakim olan altı kişilik gruptan topu kapmaya çalışıyor. topa hakim grup tek pasla topu çevirip, aniden ters kanata uzun top gönderiyor ya da topu kaptırıp diğer istasyona top kapmaya gidiyor.
şimdi buradaki çalışma tam olarak; dar alanda hızlı pas, dar alanda hızla kaybedilen topu kaptırma için gereken baskı ve top kapıldıktan sonra baskıdan çıkmak için ters kanata gönderilen uzun ve isabetli top çalışmaları mevcut. yeniden dar alandaki tek toplarla etkili alana geçmek ya da uzun ve ters topla açık olan diğer kanattan pozisyon aramak gibi seçeneklerin eklendiği bir çalışma. ayrıca kaptırılan topa üçlü bir şok presle topu hemen kapmaya çalışmak gibi bir defansif özellik de eklenmiş.
o dar alanda mevcut dokuz kişiden üçünü topa değdirmemek muazzam bir iş ve yüksek konsantrasyon gerektiriyor. topla yapılan bir çalışma ve sürekli yan koşular aşırı yorucu ama antrenman o kadar keyifli ki, ben izlerken eğlendim ve muhtemelen onlar da oynarken çok eğlendi. bu arada negredo'nun pas oyununda biraz zayıf kaldığı tespiti de yapılabilir. forvete mutlaka birisi gerekecek gibi. neyse, biz antrenmanımıza geri dönelim. belki de sadece yorgunluktandır.
takımın yaptığı bu antrenmanda genel olarak oyuncular yüksek performans sergiliyor. paslaşmalarda stoperlerin harika olması dikkat çekici. topu geriden hızlı çıkaracak olabilmek beni çok umutlandırıyor ikinci yarı için. önde baskıyı sabit tutup, oyunu stoperlerin kuracağı ve orta sahanın daha da önde kalarak takım boyunu ileride minimum seviyelere çekebileceğimiz bir oyundan bahsediyorum.
gelelim ikinci yarıya, antalyaspor ile başlıyoruz. antalyaspor fişi çekilmek üzere bir takım. oyuncularının eski motivasyonu yok. eto'o da muhtemelen o istekle oynamayacak. yine de direnecekler. iyi defans yaptıkları sürece dirençleri de artacak ve oyuna inanır duruma gelecekler. biz yine kendi, bilindik oyunumuzu oynayarak maçı almaya çalışacağız. göbekten ve kanatlardan çeşitli denemelerimiz olacak. golü bulmamız olası, ancak ligin ilk yarısında defaatle bulamadığımız maçlar oldu. çok puan kaybettik, artık kaybedemeyiz. bu yarıda 43 minimum puan toplamamız gerek ki bu da 14 galibiyet 1 beraberlik 2 mağlubiyet gibi bir istatistik demek. olmayacak, yapılmayacak bir istatistik değil ancak çok zor. kapanan takımları açamadık şimdiye dek. şimdi antalyaspor da kapanırsa, ne değişmiş olacak?
ligin ilk yarısında stoperler dönen topları hızla oyuna sokamadığı için, atiba kaptığı topu yeniden atağa çevirmekte ağır kaldığı için gerekli olan sürekli ve yoğun baskıyı kuramadık. bu da rakibin pozisyonunu almasına neden oluyordu. her defasında yerleşik defansa karşı atak yapmak durumunda kaldık. bu da bizi imkansıza sürükledi elbette. bazı zamanlar topu rakibe de bırakmamız, topu kaptırması olası defans oyuncularına ikili ani baskınlar yapmamız gerekir ancak bunları hiç yapmıyoruz. tek bildiğimiz, oyunu domine etmek ama ağırız ve stoperler değil orta sahalar topu geriye kadar çıkıp almak durumunda kaldığından hem daha da yavaşlıyoruz hem de önde eksiliyoruz. sürekli gidip gelen orta saha da yoruldukça etkinliğimiz azalıyor. bütün bunlara vida çare olabilir mi, göreceğiz. hoca geçenlerde "geriye doğru çok sarkıyor" açıklamasında bulundu. tehlikeli. büyük takımda oynayan, hücum eden oyuncu kalecisine yakın durmaz. takımın boyunu kısaltması gerekirken daha da uzatır. mutlaka çare bulunmalı bu huya.
ben, şahsen pek umutlu değilim şampiyonluktan doğrusu ama inanıyorum. ligin son maçının son düdüğü çalana kadar desteğim, hayatta nereye baksam gördüğüm sevdam ile olacak tabii ki. zaten umudum da ancak bir aşığınki kadar. her neyse.
tanıtım filminin, 100 milyon beşiktaşlı hedefinin ve diğer her şeyin gerçek olması için şampiyonlar ligi'nde olmalıyız. bu da bizim ligin ilk iki sırasından geçiyor. bizim mutlaka hep şampiyonlar ligi'nde olmamız gerek. aklımız fikrimiz şampiyonlar ligi olmalı.
şampiyonlar ligi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.