13 Nisan 2019 Cumartesi

Bu müdahaleleri kim yapıyor?



2015’ten bu yana Başakşehir karşısında galibiyeti olmayan Beşiktaş, 28.hafta karşılaşmasında sahasında ağırladığı rakibini bu kez evine puansız gönderdi ve ligin zirvesini karıştırdı. Uzun süren galibiyet hasretini sona erdiren, hiç şüphesiz ikinci devre performansıydı. Karşılaşmayı Cüneyt Çakır’ın devre bitiş düdüğü ile iki eşit parçaya ayırırsak, ilk 45 dakikadaki açık ara Başakşehir üstünlüğü skora yansımayınca ikinci devrede silkinen Beşiktaş’ın 3 puana uzanmasını normal sonuç olarak değerlendirebiliriz. Peki, siyah ile beyaz kadar farklı bu iki performansın sebebi neydi? Bence bu değişimi soyunma odasında aramalıyız. Maça başlangıç planını kim hazırladıysa, benim nazarımda %100 hata yapmıştır. Hiç çalışılmamış, saha yerleşimi ve alan paylaşımı hiç düşünülmemiş bir ileride baskı denemesi, netice itibariyle Başakşehir’e topu kullanacağı çok geniş alanlar bıraktı. Set hücumlarında tartışmasız ligin bir numarası olan Başakşehir, Beşiktaş’ın bıraktığı boşlukları memnuniyetle kullandı ama devreye üstün giremedi. Bu bakımdan maçın kırılma noktalarından bir tanesi duran topta Atiba Hutchinson’ın bulduğu gol sayılmalı. İlk 45 dakikada Burak, Ljajic ve Lens ile sınırlı kalan hücum pres denemeleri, orta alan ile hücum bloğu arasındaki senkronizasyonu bozdu, takımın boyu uzun kaldı.  Bu da Abdullah Avcı ve talebelerinin ellerini açıp, karşılaşmak için dua ettikleri bir rakip profiliydi.
İkinci devreye çıkan Beşiktaş; Medel’i orta alana ve defans önüne çekip yaptığı presin sıklet merkezini rakip savunma bloğundan, göbekteki Emre, Mossoro, İrfan üzerine yoğunlaştırdı. Fizik açıdan diri kalmayı başaran Medel, Atiba ve Dorukhan üçlüsü ilk toplara basıp Başakşehir’in oyun kurmasına engel olunca; Visca, Elia ve Robinho’nun etkinliği de bir anda sıfıra indi. Hafta arası Ljajic’i durdurmak üzerine planlar yaptığı her halinden belli olan Başakşehir takımı, Beşiktaş 4-3-3’e dönüp bu oyuncu kanada geçince önlem alamadı, üstüne skor üstünlüğünü eline alan Beşiktaş cesur bir kararla Kagawa’yı da sahaya sürünce deyim yerindeyse su kaynattı. Açıkçası ilk devredeki oyunu izledikten sonra Beşiktaş için epey kötümserdim ama soyunma odasından dönen bambaşka bir takımdı.
Beşiktaş açısından ligin ikinci 17 maçlık bölümüne damga vuran Burak Yılmaz ve Adem Ljajic’in adlarının altı çizilmeli ancak benim merak ettiğim başka konular var. Ligin son bölümlerinde ve özellikle hocanın milli takıma gidişi belli olduktan sonra sanki takımın teknik yönetimi değişmiş gibi bir hava var. 3’lü/5’li defans denemeleri, skoru korumaya yönelik pısırıklıktan vazgeçilmesi, devre arasında üretilen çözümler, doğru kenar müdahaleleri…v.s. Bunlar benim alıştığım Şenol Güneş profiline ait doneler değil. Örneğin belki de ilk kez Abdullah Avcı’ya taktik cevap veren bir Beşiktaş kenar yönetimi gördüm ben bu gece. Medel sakatlanınca, yerine Kagawa almak da keza benzer bir değişim. Bu noktada ihtimaller neler olabilir? Ya hoca milli takıma imza attıktan sonra rahatlayıp kaygılarından uzak bir teknik direktörlük yapmaya girişti, ya da kendisinin basında yer alan demecine uygun şekilde Guti’yi öne çıkarıp onun kenarda daha fazla sorumluluk almasına izin veriyor. Hatırlayın, ligin ilk devresi bittiğinde Beşiktaş taraftarının en büyük serzenişleri; pısırıklık, geç müdahale, Necip Uysal ve kenarda unutulan oyuncular idi. Dorukhan 12 hafta kenarda beklemiş, Adem Ljajic “atmosferi bilmiyor” diye Fenerbahçe derbisinde ilk 11’e alınmamıştı. Şimdi şu anlattığım kenar yönetimi ile son haftalardaki kenar yönetiminin aynı olduğuna kim inanır?
Peşinen söyleyeyim, ben inanmıyorum.

Cem Top

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.

About