28 Şubat 2015 Cumartesi

Beşiktaş-Liverpool maçı analizi

    İlk maçın skoru ve rakibin gücü göz önünde bulundurulduğunda taraftar desteği olmadan bu turun geçilmesi imkansızdı ve büyük Beşiktaş taraftarı üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. ne kadar sıradışı bir taraftar grubu olduğunu tüm dünyaya bir kez daha ispatladı. maça gelecek olursak ilk maçta işler iyi giderken alınan sonuç o kadar kötüydü ki hele ki rakibiniz bir dünya deviyse 2. maçta yapacağınız tek mantıklı hareket vardır o da oyunun son dakikasına kadar içinde olabilmek. gerekirse 85. dakikaya 0-0 gireceksiniz ama oyundan kopmamanız gerekir çünkü konsantre üst seviyede ve hep oyunun içinde olmalısınız. oyunun başında rakibin üstüne gitme çabası ve bir an önce gol atma isteği kalenize gol olarak döndüğü anda her şey bitebilir. bunun canlı örneğini çeyrek finalde lazio maçında tecrübe etmiştik. cezalı ve sakat futbolculara bakıldığında biliç in kuracağı kadro merak ediliyordu ve en büyük endişem bek eksikliğinden dolayı veli-atiba ikilisini bozmasıydı çünkü Beşiktaş avrupada devam etmek istiyorsa maçlarda bu ikili kesinlikle ortasahada olmalı ve Biliç te bunun farkında. ilk yarıda biraz bocalasakta oyunun içinde kaldık.


    İkinci devre işler tamamen istediğimiz gibi gitmeye başladı ve Biliç in geldiğinden beri en önemlisi maç hamlesi sosa-tolgay değişikliği turu getirdi. tüm takım inanmıştı. serdar maçın en iyisiydi. opare tüm ruhunu yansıttı. tolgay soğukkanlılığıyla yeteneğini birleştirip futbol dersi verdi. gökhan bana göre bu takımın lokomotifi ve ba. demba ba takımın hakikaten babası, işler kötü gittiğinde sahada umutsuzluk hakimken tüm futbolcular kafasını kaldırıp ileriye baktıklarında demba ba orda ve biliyolar ki ba varsa umut her zaman var. tüm Türkiye'nin ihiyacı olan bu zafere imza atan herkese sonsuz teşekkürler. daha önceki yaşadığımız hayal kırıklığını kırılan onurumuzu kurtarmayı borç bilen ve bunu başaran futbolcu kardeşlerimize helal olsun. meşhur bir söz vardır tarih yazar kartal bozar. 2015 te normal sürede 19 maçtır yenilmeyen takımı ancak Beşiktaş yenebilirdi ve bu maça kadar olimpiyat stadının efsanesini tahttan indirecek yine Beşiktaş'tı. son olarak 8-0 dan sonra bile açılan atkı hala coşkuyla yükseklerde.

Bu gurur hepimizin. ne mutlu BEŞİKTAŞLIYIM diyene 

Beşiktaş, Avrupa'nın en iyi kulüpleri sıralamasında 7 basamak birden yükseldi

UEFA'nın internet sitesinde güncellenen bu sezonun en iyi kulüpleri sıralamasında en büyük çıkışı, Liverpool'u eleyerek UEFA Avrupa Ligi'nde son 16 takım arasında kalan Beşiktaş gösterdi.
Listede 5 Türk takımı yer alırken, siyah-beyazlılar Liverpool karşısında aldığı galibiyetle 41'incilikten 34'üncülüğe çıktı. İngiliz temsilcisi ise 24'üncülükten 32'inci sıraya geriledi.
İlk iki sırasında Real Madrid ve Barcelona'nın yer aldığı listede, Napoli'ye elenerek Avrupa arenasına veda eden Trabzonspor ise 48. sıradaki yerini korudu.
Listede yer alan diğer Türk takımları ise Galatasaray (63), Kardemir Karabükspor (89) ve Bursaspor (129) oldu. Fenerbahçe ise listede yer almadı.


Türkiye 12. sırada kalmayı garantiledi
Beşiktaş'ın Avrupa arenasındaki başarılı performansı, ülke puanına da önemli katkı sağladı.
Yunanistan'ı Avrupa kupalarında bu sezon temsil eden son takım Olympiakos'un, Ukrayna'nın Dnipro takımına elenmesiyle Türkiye, 32 bin 600 puanla 12. sıradaki yerini korumayı garantiledi.
Bu sonuçların ardından, 2016-2017 sezonuna da Süper Lig şampiyonu, Şampiyonlar Ligi'ne, Türkiye Kupası'nı kazanan takım da UEFA Avrupa Ligi'ne direkt grup aşamasından başlayacak.

kynk:AA

Beşiktaş'ın Liverpool zaferi tüm Köşe yazıları

http://www.sabah.com.tr/yazarlar/uluc/2015/02/28/bilice-ve-besiktasa-inanmak

http://www.fanatik.com.tr/yazarlar/mehmet-demirkol/bilicin-hakki-bilice/415528

http://www.fanatik.com.tr/yazarlar/cem-dizdar/kusursuz-oyun-beklenen-son/415527

http://www.fanatik.com.tr/yazarlar/feyyaz-ucar/iste-kartal-bu/415534

http://www.ntvspor.net/yazar/ali-ece/1676/helal-olsun-size

http://www.ntvspor.net/yazar/guntekin-onay/1673/helal-olsun

http://www.milliyet.com.tr/cemal-ersen-besiktas-gururun-adi-basarinin--2020756-skorer-yazar-yazisi/


http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Besiktasin_dogrulari_ve_sapkaaa/23687

http://www.fotomac.com.tr/yazarlar/mert_aydin/2015/02/28/yuzde-55-kartal

http://www.milliyet.com.tr/ugur-meleke-genc-ve-satranc-meraklisi-2020759-skorer-yazar-yazisi/

http://www.fotomac.com.tr/yazarlar/sinan_vardar/2015/02/27/tesekkurler

http://haber.star.com.tr/yazar/besiktas-alkislarla/yazi-1004365

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/222623/Bu_Kez_Oldu.html

http://www.fanatik.com.tr/yazarlar/yemen-eksioglu/kaleci-sansi-degil-kaleci/415533

http://www.zaman.com.tr/atif-kececi/kartalin-azmi_2280428.html

http://www.fanatik.com.tr/yazarlar/serdar-tatli/balotelli-atilmaliydi/415530

http://www.haberturk.com/yazarlar/onder-ozen-1113/1047688-genc-besiktas-bahar-gibi

http://www.sabah.com.tr/yazarlar/spor/tekin/2015/02/27/bu-zafer-yurek-isidir

http://www.haberturk.com/yazarlar/ali-gultiken-2043/1047689-avrupa-haykirisi

http://www.fotomac.com.tr/yazarlar/turgay_demir/2015/02/27/liverpulu-280-uzattik

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/hasan-saricicek/585049.aspx

http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/oktay_derelioglu/2015/02/27/helal-size-cocuklar

http://haber.star.com.tr/yazar/ne-buyuk-seref/yazi-1004366

http://www.zaman.com.tr/okay-karacan/harika-besiktas_2280423.html

http://www.fanatik.com.tr/yazarlar/serhat-demirtas/trabzonspor-ve-besiktas/415572

http://www.fotomac.com.tr/yazarlar/gokhan_dinc/2015/02/27/kartal-gol-gol-gol

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/222622/_Heyecanla_Sevismek_.html

http://www.fotospor.com/http://www.fotospor.com/yazi-geldikleri-gibi-giderler-gittiler-175705

http://amkspor.sozcu.com.tr/2015/02/27/iste-bu-398907/













27 Şubat 2015 Cuma

Tarihi zafer Capsler Beşiktaş Liverpool


Tarihi zaferin Manşetlere yansıması

http://www.fanatik.com.tr/2015/02/26/besiktas-1-0-liverpool-5-4-penaltilar-415458

http://tr.eurosport.com/futbol/uefa-avrupa-ligi/2014-2015/besiktas-1-liverpool-0-mac-ozeti-ve-golleri-tolgay-in-liverpool-a-golu-besiktas-liverpool-penaltilar_sto4618445/story.shtml

http://www.dailymail.co.uk/sport/football/article-2970765/Besiktas-1-0-Liverpool-agg-1-1-AET-Reds-fail-repeat-2005-Champions-League-heroics-Istanbul-crash-Europa-League-round-32-penalties-Dejan-Lovren-s-miss.html

http://www.bbc.com/sport/0/football/31627521

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/28299070.asp

http://spor.haber7.com/besiktas/haber/1307299-tarihi-gece-besiktas-destan-yazdi

http://galeri.haberturk.com/spor/galeri/447229-besiktas-liverpoolu-penalti-atislari-sonrasi-4-2-yenerek-destan-yazdi

http://www.fotomac.com.tr/besiktas/2015/02/26/besiktas-destan-yazdi



Süper lig'den sonra UEFA taraftar rekoru (uefa.com)



Beşiktaş JK held their nerve with five imperious penalties as they knocked Liverpool FC out of the UEFA Europa League at the Atatürk Olimpiyat Stadium, the very same venue where the Reds won the 2005 UEFA Champions League final.
A beautiful strike from Tolgay Arslan 18 minutes from time forced the game into an additional half an hour, but it took a shoot-out to separate the sides. Ten years ago, it all went right for the Reds at this ground and, while they initially did not put a foot wrong from the spot, nor did Beşiktaş. After nine successful conversions, Dejan Lovren stepped up and blazed over.
What will be remembered as one of Beşiktaş's finest nights began calmly enough amid a contained first half, but in front of a bumper crowd of 63,000 the second leg slowly gathered pace. Slaven Bilić's side – trailing 1-0 after the first instalment – were forcing the issue and after a couple of long-range sighters, Arslan broke through.
Happier times for Liverpool: the Miracle of Istanbul
It was a lovely team effort. Gökhan Töre cut inside from the left and delivered to Demba Ba, who classily back-heeled to Arslan. Only 11 minutes into his European debut, the midfielder's first-time effort from the edge of the box gave Simon Mignolet no chance as it found the top corner.
Arslan almost created a winner right at the end of regular time as well, the 24-year-old slaloming through the Liverpool defence and forcing a corner on the left. From the following set piece, Demba Ba's close-range shot ricocheted off the bar. Liverpool had a reprieve, but there was no chance for another when Lovren blazed over 45 minutes later.

Besiktas 1-0 (Pen 5-4) Liverpool Geniş özet İzle


Besiktas 1-0 (Pen 5-4) Liverpool - Highlights... paylaşan: info318

26 Şubat 2015 Perşembe

Beşiktaş için BJK kredi Kartları Kullanalım

GARANTİ BJK BONUS CARD

SAHİP OLUN

DENİZBANK BJK BONUS CARD

SAHİP OLUN

VAKIFBANK BEŞİKTAŞ TARAFTAR KART

SAHİP OLUN
BJK BONUS CARD AVANTAJLARI
  • Spor Toto Süper Lig ve Türkiye Kupası iç saha maçları için öncelikli bilet satın alma hakkına sahip olursunuz.
  • Kartal Yuvası mağazalarında BJK Bonus'a özel indirim ve kampanyalardan faydalanabilirsiniz.
  • Çekiliş sonucunda Beşiktaş Profesyonel Futbol Takımı oyuncularının yer alacağı organizasyonlara katılabilirsiniz.
  • KartalCell kampanyalarından öncelikli ve indirimli faydalanabilirsiniz.
  • Beşiktaş Dergisi'ne indirimli abone olabilirsiniz.
  • Tüm alışverişlerinizde BJK Bonus'u tercih ederek kulübünüze katkıda bulunursunuz. (Yaptığınız harcamaların belirli bir oranı size ek bir maliyet yaratmadan Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne katkı olarak aktarılmaktadır. BJK Bonus özellikleri kart tiplerine ve kampanya dönemlerine göre farklılık göstermektedir. Ayrıntılı ve en güncel bilgiye bonus.com.tr'den ulaşabilirsiniz.)
  • Türkiye ve yurt dışında MasterCard amblemi bulunan milyonlarca iş yerinde yapacağınız harcamalardan BJK Bonus’unuza bonus birikir.
  • 250.000’i aşkın Bonus Card Program Ortağı’nda yapacağınız harcamalardan daha fazla bonus kazanır, taksitli alışveriş imkanından faydalanabilirsiniz.
  • BJK Bonus Trink özelliği sayesinde Mastercard PayPass okuyucusu olan noktalarda 35 TL ve altındaki alışverişlerinizi şifre ve imzaya gerek kalmadan hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirir.

VAKIFBANK BEŞİKTAŞ TARAFTAR KART AYRICALIKLARI
  • VakıfBank Beşiktaş Taraftar Kart sayesinde takımınız ile sıkı bir bağ kuracaksınız.
  • VakıfBank Beşiktaş Taraftar Kart'ınızla yapacağınız tüm alışverişlerinizden hem siz hem de Beşiktaş kazanacak. Yaptığınız alışverişler sayesinde Beşiktaş'ın her galibiyetinde sizin de payınız olacak!
  • Anlaşmalı Kartal Yuvası mağazalarında ve geniş üye işyeri ağında kartınızın ayrıcalıklarından yararlanacaksınız.
  • Kombine alımlarında size özel taksit ve kampanyalardan ayrıcalıklı yararlanacaksınız.
  • Beşiktaş’ın tüm iç saha maçlarında hediye bilet kazanma fırsatı yakalayarak heyecanı yerinde yaşayacak, takımınızın coşkusuna ortak olacaksınız.
  • VakıfBank Beşiktaş Taraftar Kart ile sürpriz hediyeler kazanacak ve size özel kampanyalardan yararlanacaksınız.
  • 250.000'i aşkın hem World Üye İş Yeri'nde hem de VakıfBank Üye İş Yerleri'nde yapacağınız alışverişlerinden yağmur gibi Worldpuan kazanacaksınız.
  • Beşiktaş Taraftar Kartınızla yurt içi ve yurt dışı alışverişlerinden kazandığınız Worldpuan'ları, uçak bileti alırken 3 kat, anlaşmalı otobüs firmalarından bilet alırken ve yurtiçi/yurtdışı otel/tur rezervasyonu yaptırırken 2 kat daha değerli kullanacaksınız.
  • BJK yaz, TC Kimlik Numaranı 5724'e gönder, kartın sana gelsin. Kalbinle inan, aklınla kazan!
  • Detaylı bilgi: http://www.vakifkart.com.tr/default.aspx#/taraftar

20 Şubat 2015 Cuma

Liverpool-Beşiktaş Maçı Üzerine bir Yazı

Maç bir penaltı kazası ile 1-0 bitti.

90 dakikalık dilim düşünüldüğünde belki yazacak tonlarca şey var, takım, takım savunması, orta saha, hücum, hücumda çoğalmak, taraftar, oyuncu değişiklikleri, İngilizler, Top BA'ya geldiğinde Sesi soluğu kesilen KOP tribünü, Motta.....

Bütün bunlar artık geride kaldı şimdi İstanbul'da oynanacak olan ve muhtemelen iplerin bizim elimizde olacağı, bir gol atmamız halinde uzayacak çok istememiz halinde çeyrek finale adımızı yazdırma şansımız olan bir maç..

An itibarı ile toplamda 45.000 koltuk satılmış durumda satın alınmayı bekleyen 22.000'den fazla bilet var, Biz Beşiktaşlılara düşen o stadda tek boş koltuk bırakmamak oldurucu bir tribün ortamı yaratıp dünya futboluna kimin ne olduğunu göstermek, gerçektende çok iyi organize olmuş 65.000 taraftar ile maça 1-0 öndeymis gibi Başlamak mümkün..

Büyük Beşiktaş taraftarı ligde ve Avrupa'da bu forma için elinden geleni yapan terini akıtan, futbolcuna hocalarına emeği olan her bir çalışanına sahip çıkacaktır, bu zorlu maratonda onların yanlarında olmak bizim için bir görevdir, biletini al olimpiyata gel Ba'nın Veli'nin Töre'nin Sosa'nın Pedro'nun Bilic'in ve hepsinin bizlere ihtiyacı var...

Avrupa'da yukselmek için o golleri atmak için Orada olalım..

Hep Beşiktaş..

Bilet Al :  https://www.passo.com.tr/tr/clubs/besiktas/fixture.aspx?fixture=30765639-ccb1-e411-9dcc-00dc01344114&utm_source=passolig&utm_medium=bjkliverpool&utm_campaign=buyticket

Kombine Al : https://www.passo.com.tr/tr/clubs/besiktas/series.aspx?series=c0fede53-82fb-e311-8b58-00155d033678


stada ulaşım : http://besiktaskartalyuvasi.blogspot.com.tr/2013/08/ataturk-olimpiyat-stad-alternatif-ulasm.html

13 Şubat 2015 Cuma

Beşiktaş'ın Avrupa kupaları tarihi

Beşiktaş şimdiye kadar toplam üç farklı UEFA turnuvasına katılmıştır. Bu listede bu turnuvalarda oynadığı sezon, oynadığı maç, galibiyet, beraberlik ve mağlubiyet sayıları gösterilmektedir.(Rakiplerin maça çıkmadığı 1957-58 sezonundaki Olympiakos ve 1986-87 sezonundaki APOEL eşleşmeleri veilere dahildir.)
Kaynak: TFF, vikipedi, Bjk.com.tr


TurnuvaSOGBMAGYN
Şampiyonlar Ligi / Şampiyon Kulüpler Kupası166824123271101
Avrupa Ligi / UEFA Kupası1380361431125101
Kupa Galipleri Kupası72044122138
Toplam36168643075217238

11 Şubat 2015 Çarşamba

Eskilerden bilmeyenler için BEŞİKTAŞ lı Mehdi


Istanbul otogari viyaduklerin cevreledigi bir orumcek agidir. Aglarina
yalniz bahtsizlar takilir. Parasi olmayanlarin kaderleri degismesede
yerlerinin degistigi bir baslangic, yada sondur burasi. Hele oglen kalkan
yada oglen ulasan otobuslerin yolcusuysaniz bu hayata sarilma direncinizin
ilk test yeri yine bu otogardir.
Oglen ezani okunuyordu.Nisandi ama hala kaskollara sarilmis insanlar,
cigerlerinden cikan havayi kaskolun icine ufleyerek isinmaya calisiyorlardi.
Artvin'e gidecek otobus yolculari sigaralarindan son bir firt cekip,
otobusun basamaklarini cikiyorlardi. Muavin bagaj kapaklarini kapatti, peron
gorevlisi icerideki yolculari sayip, kafasini arka kapidan uzatip bagirdi.
"22 numara, 22 numara...". 22 numara yoktu. Tam o sirada bir ambulans
yanasti yan perona. Ambulanstan gozaltina kadar sakalli bir adam indi.
Muavine el kol yapip otobusu durdurdu. "Bagaj var mi?" muavin. Adam "yok,
ama cenazem var" dedi. Muavin yikildi. Cunku agzina kadar dolu bagaji
indirip, tekrara yerlestirmek demekti bu. Peron zili caliyor ama Artvin
otobusu hala bagajlarini topluyordu. Tabut orta kisma suruldu, ambulans
sessizce ayrildi yan perondan. Yolcular cama dayanmis, efkarli gozlerle
izliyordu olan biteni. Terden pembelesmis yuzuyle muavin adami buyur etti
iceri, otobus yola dustu.
22 numara yolcusunu merakla suzdu otobus. Musade isteyip yerine oturdu.
Yanindaki yolcu merakini kustu hemen,
" Allah rahmet eylesin, yakinin miydi?"
Adam dusundu uzun uzun,
"Mehdi" benim neyim oluyor diye. Icini cekip,
" Kardesim di" dedi. Otobus kopru uzerinden geciyordu. Adam icinden, "
Mehdi, son kez hisset bogazi" diye gecirdi. Uzun yol basliyordu.
Adam kitabini acip okumak istiyordu ama yanindaki yolcu kipir kipirdi.
Surekli icleniyor, vah vah cekiyordu.
" Kac yasindaydi" diye sordu yolcu. Adam, "Tam olarak bilmiyorum, ama ben
yaslarindaydi" "Yahu kardesim diyorsun yasini bilmiyorsun" diye hayret dolu
cikisti yolcu. "Kardesim dediysem, oyle degil" dedi adam.
"Ya nasil" dedi yolcu.
Uzun bir sohbet basliyordu, Otobus Istanbul sinirlarindan cikarken.
Mehdi'yi ilk kez hapishanede gardiyanlarla dovusurken gordum. Alt
koguslarda, *** fraksiyonunun koguslarinda kaliyordu. Orada kavaga cikinca
bizim kogusa postaladilar. *** fraksiyonu ile bizim kogusun gorusleri ters
oldugundan kimse yuzune bakmadi Mehdi'nin. En dipte benim ranzanin sag
altina yatirdilar onu. Birkac ay kimseyle konusmadi. Yemek yapti, topladi,
cay dagitti. Havalandirmada yalniz dolasirdi. Kogus egitimlerimize
katilmazdi, annamam oyle seylerden der kenara cekiilirdi. Anladim ki
fraksiyoncu filan degil. Bir harita metod defterine gazetelerden resimler
kesip yapitirirdi geceleri. Her kogus baskininda Jandarma o defteri bulur
yirtardi. Bizim zulayi bilmediginden her seferinde yeni defter bulur, bir
dahaki baskina kadar calismasina devam ederdi. Bir sonraki baskin tiyosu
geldiginde haline aciyip, defterini bizim zulaya attim. Jandarma dosek
altini acip defteri bulamayinca Mehdi hayretler icinde kaldi. Ona aldigimi
soylemedim, merak ediyordum cunku deftere neler yapistirdigini. Herhalde
kari kiz resimleridir, hela icin malzeme yapiyorudur diye dusunuyordum.
Oyle ya Jandarma bulur bulmaz paramparca ediyordu defteri. Isiklar sonunce
zuladan cikardim defteri. Gozlerime inanamamistim. Kogusta kimsenin okumayip
bir kenara attigi, ziyaretlerde don, sigara sarilip getirilen, iase
sandiklarinin uzerinde gelen ne kadar spor sayfasi varsa ayiklanmis,
iclerinden ne kadar Besiktas ile ilgili haber varsa kesilip bu deftere
yapistirilmisti. Resimlerin kimilerinin uzerinde domates cekirdegi vardi,
kimileri sonradan utu vurulup duzlestirimis burusukluktaydi. Ama herbirinin
altinda tarihi dusulmus, onemli yerlerinin alti cizilmisti. Ilginc gelmisti
bana Mehdi.
Bir sabah yoklamasinda yaninda durdum. Pantolunuma soktugum defteri arkadan
sikistirdim eline. Sasirdi. Cocuk gibi sevindi. Tesekkur etmek istedi,
konusmadim onunla. Ajan damgasi yiyebilirdim kogusta. Havalandirmada yolumu
kesti.
"Sagol" dedi. Sigara tuttum ona. Comeldik.
"Kimsin, necisin, ne ariyorsun siyasilerin mapushanesinde"dedim.
"Vallahi bende bilmiyorum, neci oldugumu bende bilmiyorum" dedi Mehdi.
"Peki anlat o zaman" dedim.
"Kimseye demek yok ama, soz mu" dedi.
"Soz" dedim.
Eylul 80 yiliydi. Malum stad bir tane. Ulke bir savas yasiyor ama bizim
derdimiz kapaliyi kaptirmama savasi. Aksamdan yigildik, sabahliyoruz
kapalinin kapisinda. Kimimizin koynunda sarap, kiminde emanet, kiminde yarim
somun ekmek. Baskin yemeyelim diye ucer ucer erketeye cikiyoruz Macka
tarafina, Dolambahceye, spor sergiye. Ben gece uc gibi Mackadayim.
Motorcular geliyordu asagidan. Son seferinde karsidan grup indirmis, numayis
yapacaklarmis dikkat et dediler. Bickin delikanliyiz o zamanlar, semtimizde
numayise tahammulumuz yok elbet. Bir o sokaga daliyorum, bir bu sokaga
derken bir baktim, o grup duvara tezahurat yaziyor. Allah dedim, cektim
emaneti uzerlerine yurudum. On kisiydiler, dayak yerim ama hic olmazsa bir
ikisini iyilestiririm dedim ama beni gorunce ocu gormus gibi kacamaya
basladilar, bende arkalarindan. Meger benim hemen arkamda Polis varmis, ben
onlari kovaliyorum, kosuyorum, polis hepimizin arkasindan kosuyor. Girdik
bir cikmaz sokaga, cocuklar durdular, elleri havada, ben hala bana teslim
oldular diye havalardayim, Polis arkadan isik tutunca uyandim, elimde
emanet, kolum havada, megafondan "at elindeki silahi" diye bagiriyor, ben
kala kaldim. Icimden sictik simdi dedim ama yirtariz. Cocuklar bilmem ne
orgutunden, ben orada saf saf bir adam, polis minibusunde Gayrettepeye
vardik. Nezarete oturduk, gecmis olsunlastik. Cocuklar duvara yazi
yazacakalarmis meger, ben onlari ne zannettim, guldum kendi kendime, bir an
once salsalarda maca yetissem diyorum hala. Nezarette cocuklardan ayrilip
duvara yaslandim, sabah oluyordu, sigara tuttu arkamdan biri. Uzandim aldim,
hirsizmis, basilmis evde salak. Durumu anlattim guldu bana. Rakip takimi
tutuyormus, iyi beklememissin maci nasilsa koyacaz size dedi. Agirima gitti
zirtapoz hirsizin lafi, koyum kafayi burnunun ustune, dagildi agzi burnu.
Apar topar cikardilar disari. Tehditler savurdu bana. Hadi lan ikile,
kodumun hirsizi dedim arkasindan. Sabah dokuz gibi sorguya aldilar teker,
teker. Sira bana geldi. Klasik sorgu odasi iste. Icim rahat, ifadeyi verip
gidecegim maca. Aaa, bir baktim bizim hirsizida aldilar odaya, oturdu
karsimda. Burnu tamponlu, sargi icinde. Noldu lan yetmedi dedim. Koltugunun
altindaki silahi gorunce yikildim. Sivilmis meger, nezaretten laf almaya
karismis, nasil yedim bu numarayi diye kendi kendime kizdim. Diger cocuklari
salmislar mahkemeye kadar, ama bizim kirik burun davasindan " memura karsi
koyma ve darptan" kalakaldik. Mac gitti, ama asil giden benim hayatimdi.
Asker ertesi gun darbe yapti. Memurun raporuna gore hala ben orgut uyesi
zanlisiydim. Darbenin ilk gunlerinde kurulan mahkemelere cikartildim.
Konusturmadilar bile. Sonrasi o kogus senin, bu kogus benim. Her kogus
derdimi anlattikca bana ajan muamelesi yaptilar. Bende kimseyle konusmamaya
basladim. Disarida hala bizim tribunden avukat cocuklar ugrasiyormis ama
yakalandigim grup cok sivriymis, cok vukuati varmis, yirtamaz demisler.
Bende bir umuttur bekliyorum iki yildir, ama su gardiyanlara gicik oluyorum,
ne oldugumu bildiklerinden ne zaman mac kaybetse Besiktas abuk subuk hareket
yapiyorlar, bende daliyorum, sonrasi jandarma dayagi, biktim, agzimda dis
kalmadi.

Otobus otobani bitirmis, yola doner donmez, mola vermisti. Yolcuya kalsa
hikayenin devamini dinlemek icin altina isemeye raziydi. Ikide bir vah, vah
diyor, yorum yapmak istiyordu. Adam asagi indi, bir sigara yakti. Hava
sogumaya baslamisti. Bagaj sicakmidir, diye dusundu. Oluler usumezdi oysa.
Caylarla birlikte ust uste, hizli, hizli sigaralar icildi. Ananons yapildi,
otobus mola yerinden ayrildi. Merakli kulaklar dikildi, VCD'de oynayan filmi
kimse seyretmez olmustu. Adam devam etti.
Mehdi'nin bir arkadasi olmustu artik. Ben. Okumamisti, ama hayat onu
yetistirmisti. Bize katil dedim ona. Anlamam o islerden, sevmem o isleri
dedi. Olsun vakit baska turlu gecmez, gel otur aksamlari sende tartis
bizimle dedim. Kogus sorumlumuza durumu anlattim. Ajan olabilir dedi. Ben
kefil oldum Mehdi'ye. Oturdu o aksam bizimle. Kismetsiz Mehdi'nin ilk
geceside sanssiz baslamisti aramizda. Okuma yapilacakti. Zuladan kitaplar
cikti. Herkes haril haril okumaya basladi. Yan gozle Mehdi'yi seyrediyordum,
okumak ne kelime, kitaba bakmiyordu bile, sonra harita metodunu soktu
kitabinin arasina, yine kendi dunyasina daldi. Ama onu bekleyen bir supriz
vardi ki, okunan kitabin bolumu hakkinda tartisma yapilacakti geceyarisi.
Okuma bitti. Bolum bolum herkes kogus sorumlusunun sorudugu sorulara yanit
veriyordu. Sira Mehdi'ye geldi. Ben gozlerimi kapadim, cikacak cumbusu ve
Mehdi'nin sorumlulugunun bende oldugunu dusunerek basima gelecekleri
dusunuyordum. Kogus sorumlusu sordu " Mehdi, teoride yenilmek kisi
benliginde ideolojiyi zedelermi?" . Ben yer yarilsada icine girsem diye
dusunurken Mehdi girtlagini temizledi, konusmaya basladi, kulaklarimi
tikadim.
" Bir harekete taraf olmak, eger ona ask ile baglanmamissan sana kacacak cok
firsat birakir. Insanin kendi dunyasi bencillik uzerine kuruludur.
Benlik, bencillikten turemistir. Teori diye tanimlanan hareket, insanin
bencilligini beslemezse kaybolur gider. Iste insanoglu harekete saygini
yitirmemek icin aski dogurmustur, beyninde ask olmazsa benlik yada
bencillik, teoriyi zorunluluk haline getirir. Teoride yenik dusmek, eger
teorinin insana salgiladigi ask yoksa yenilmektir. Ben sevdalarima hic
yenilmedim"
Sessizlik oldu. Kulaklarimi diktim sessizlige. Felsefenin temel ilkeleri,
bir adamin sozleri karsisinda yenik dusmustu. Isiklar sondu, herkes o gece
ogretilen teoriyle askini koydu teraziye. Birkac gece gecti. Kogus sorumlusu
Mehdi'yi istedi yanina. Ajan olup olmadigini disaridan sorgulamisti. Hicbir
kayit yoktu. Direk sorgu yapacakti. Havalandirma sirasinda ben, Mehdi'yi
karsisina oturttu, hikayesini onada anlatti Mehdi. "Peki, sen bunca felsefe
kitabiyla bogusup vardigimiz yargilari, bir aska baglayip nasil sonladin
Mehdi " dedi kogus sorumlusu. "Siz hic Besiktasli oldunuz mu?" diye cevap
verdi Mehdi ve devam etti. " Yasadigimiz bu hayati nasil yasayacagimizi biz
kitaplardan ogrenmedik veya su dogrudur diye kimse bize destur vermedi.
Hayati egrisiyle dogrusuyla yasadik dibine kadar. Ve bizim yasayislarimizin
bize gosterdigi dogrular oldu, yeri geldi bizim yanlislarimizi dogru
uygulamasi icin abi olduk. Bir felsefemiz oldu yalniz yasanmisliklardan.
Simdi siz baskalarinin hayat deneyimlerinden turettigi felsefe ile degil
kendinizinkini , bir ulkenin kaderini cizme yarisina giriyorsunuz. Peki
kendinizi, yeteneklerinizi ve harekete olan askinizi ne kadar biliyorsunuz.
Veya bu cografyada yasiyanlar sizin icin ne ifade ediyor" diye konustu
Mehdi.
Ben yanilmistim. Universiteler okumustum, kitaplar yutmustum, makalelerim
cikmisti dergilerde ama Mehdi'nin Besiktaslilik uzerine yaptigi kucuk bir
yorum bile felsefemizin ne kadar kitaba ve teoriye bagli oldugunu bana
gostermisti. Ileriki gunlerde Mehdi o bize biraz sig ve argo jargonu ile
Besiktasliligi anlatti. O zamana kadar sporu, hele hele futbolu kucuk
burjuva eglencesi olarak, toplumun afyonu sayan bizler, Besiktaslilik
felsefesi icinde fanatik bir taraftar olup cikmistik. Simdi anlayabiliyorduk
Mehdi'yi, bu kadar bir futbol takimini sevip, maclardan, seyirden,
gazetelerden, radyodan bu kadar uzak kaldigi halde Besiktas bu kadar
sevebilmesini. Cunku sahada oynanan oyun degil, taraf olmanin hazzi
yakiyordu ve bagliyordu beynini.
82 yilinda durusmalarimiz hizlanmisti. Karari cikan kendi memleketine yakin
cezaevine naklini istiyor, orada daha rahat edecegini dusunuyordu. Mehdi'ye
yapisan orgut davasi cok dallanmis, hakkinda agir kararlar cikar hale
gelmisti. Cok idam vardi ve Mehdi hala sucsuzlugunu kanitlayamiyordu. Bu
arada cok uzun yillardir sampiyon olamayan Besiktas sampiyonluga kosuyordu.
Aksam saat yedide herkes haberlere kulak kesmisken Mehdi bir an once spor
haberlerinin gelmesini bekliyordu. Yaza dogru karar cikti, devlet duzenini
degistirmek amacli suc orgutune uye olmaktan idami istenmisti Mehdi'nin.
Hakim daha once islenmis sucu olmadigindan hafifletici sebeblerle cezasini
muebbete cevirmisti. Bu tam bir yikimdi. Mehdi'yi sakinlestirmek icin yanina
gittim. Zaten sakindi ama huzunluydu.
"Simdi olacak sey mi bu muebbet. Yani ben bir daha hic Besiktas maci
seyredemeyecekmiyim simdi?" dedi Mehdi ve devam etti. "Birde benim sevdigim
vardi biliyormusun. O benim sevdigimin farkimda bile degildi ama ben onu cok
severdim, bir veda bile edemedim." Mehdi sevdigi kizi uzun uzun anlatti
bana. Yuzunu anlatti, ellerini anlatti, gulusunu anlatti, evini onunu
anlatti, bakislarini anlatti. Beynimde zehirli bir dusunce, o anlatirken,
kizin resmini cizmisti gozumun onune. Soyleyemedim ama bende asik olmustum o
kiza, Mehdi'nin kizina. Karara ciktiktan sonra temyiz istedi ama nafile.
Artik buralarda kalmasinin anlami yoktu. Nakil istedi. Hemde kimselerin
tahmin edemedigi bir yere, Eskisehir'e. Ki en kotu sartlardaki cezaeviydi o
donemin. Ama Besiktas orada oynayacakti, sampiyon olacagi maci. Idare seve
seve kabul etti, bir ilk yaz gunu elinde bavul, ardinda bizleri birakip
cekip gitti. Giderken sanki mahpusluga degil, Istanbuldan Es-es deplasmanina
giden cocuklar gibi bir tebessum vardi yuzunde.

Otobus geceyarisi Samsun otogarina girdi. Uykudan agirlasmis gozlerde bir
huzun vardi. Butun otobus bu hikayeyi dinler olmustu artik. Yemekler yenildi
otogarin lokantasinda, adam hurmet goruyordu ve soforlerin masasindaydi
artik. Biran once otobuse donup Mehdi'yi dinlemek istiyorlardi.Oysa Mehdi
bagajda kendi hikayesinden habersiz, oylesine cansiz topraga dogru seyrine
devam ediyordu.
"Sonra ne oldu, gorusebildiniz mi?"diye sordu sofor.Adam kaldigi yerden
devam etti.
Bizim kogus az bir ceza ile yirtti bu isten. Ucer beser yil yatip
cikacaktik. Bu sevince birde Besiktas'in Eskisehiri 3-0 hukmen yenip
sampiyon olusuda eklenince, o gece hem Mehdi'yi anmak, hemde sampiyonlugu
kutlamak icin eglence tertip ettik. Bir hafta sonra bende ayrildim
oradan.Bursa hapisanesinde sevk oldum, iyi bir yerdi. Ama Eskisehir' den
inanilmaz haberler geliyordu. Kiyim vardi, cok zor haber alabiliyorduk.
Mehdi gelen sevklerle iyi haberlerini gonderiyordu, birde boncukculuga merak
sarmis, cakmak kilifiydi, anahtarlikti, siyah beyaz hediyeler gonderiyordu
bana. Ara sira mektupta yaziyordu, ama yarisi yirtik, karalanmis ve silinmis
sekilde. Silinmeyen yerlerinde o kizdan bahsediyordu yine.Kucuk bir isyan
var diye duyduk Eskisehir'de. Icim icimden gitti Mehdi dedim. Birsey olmamis
ama surmusler doguda bir yere, heber gelmedi sonralari. Ben tahliye oldum.
Mehdi'yi aramaya koyuldum ama nafile. Eskisehirdeki isyani o baslatmis. O
yuzden gittigi yeri soylemiyorlardi. Avukatlar tuttum, isi kovaladim ama
devir bizim devrimiz degildi. Caresiz Istanbul'a dondum. Icim icimi yiyordu.
Mehdi'yi bulamiyordum. Arkadaslarini buldum, Besiktas'ta. Onlarda
kovaliyorlardi isi ama nafile. Birden karsima o cikti. O kiz. Mehdi'nin
sevdigi kiz, Mehdi'yi sordu. Buyulenmistim. Konusamadim bir sure. Bir
muhallebicide oturduk, uzun uzun anlattim ona olup bitenleri. Ama icimin
yaglari eriyordu ona baktikca. Sik gorusmeye basladik, bir sure sonra
Mehdi'den cok birbirimiz hakkinda konusmaya baslamistik.
Adam bunlari anlatirken bir homurtu oldu otobuste, yapilir mi bu diyordu
bir kismi, diger yandan niye olmasin diyordu arka taraftakiler. Otobus
Karadenize paralel virajlari ala ala, saatler sabaha karsi Vakfikebire
ulasmislardi.Adam devam etti,
Onunla evlendim. Besiktas'ta ev tuttuk. Mehdi'den haber yoktu. Issizdim.
Zor geciniyorduk. Ozal zamanina cabuk uymustu kogus arkadaslarim. Reklamci
oldular, gazetelerde yazar oldular, hepsi yolunu buldu. Mehdi geliyordu
aklima ve soyledikleri. Hani o benlik bencillige donmesi, aski,sevdasi.
Nerede kalmisti o yuce teoriler. Hepsini bir cirpida silmisti mahpus
dostlarim. Cocuguz da oldu bu sikisiklikta, adini koymakta tereddut
etmedik. " Mehdi"
Onun aliskanliklari bana gecmisti sanki. Tribun tayfasi olmustum, bir is
buldum sonralari.Kalem katipligi gibi birsey belediyede. Yillar gecti,
Mehdi'den haber yoktu. Kimileri gordugune yemin ediyordu, yeni acikta. Ama
ben gormedim. Izini surmeyi biraktim.Yillar gecti aradan. Bu sene bir macta
yeni acikta bayragini siyahbeyaza ceviren partililerin arasinda gorur gibi
oldum sanki . Saclari beyazlamis bir adam pesinden kostum, yetisemedim.O
muydu, degilmiydi, cok kuskulandim. Tekrar aklima dustu Mehdi. Arastirmaya
koyuldum ve buldum onu. Dosyasini cabuk cabuk okudum. Mardinde, Antepte,
Bingolde yatmis. Hastalanmis. Yaralanmis. Onceden suc isledigi maddeler
Avrupa Birligi uyum yasalariyla ortadan kalkmasiyla suclarida ortadan
kalkmis, sonrada Rahsan Hanim affindan saliverilmis. Demek dogruymus, oymus.
Sonra muhtarliklari dolasip kaydini aradim. Bulamadim. Ta ki gecen haftaya
kadar.
Uyku cokmustu otobuse. Artvin gozukuyordu ama viraj, viraj, viraj.
Ulasilamayan bir kartal yuvasini andiriyordu Artvin. Adam yorgunluktan
kisilan sesi ile bitiriyordu hikayesini.
Gecen hafta iki polis geldi evime. Polis gelince bir korku aldi beni ,
mahpusluktan kalma aliskanlikla. Bir kagit tutusturdular elime. Istinye
Devlet hastanesinden cagiriyorlardi beni. Ne icin diye sordum, tesbit
dediler. Ceketimi aldim ciktik. Hastanenin bodrum katina indirdiler beni.
Morg odasina bir surgu acilmis, beyaz bir carsafin basinda bekliyordu morg
bekcisi beni. Carsafi kaldirdi, yatan Mehdi'ydi. Oylesine yaslanmis, saclari
beyaz, mutlu ve ihtiyar ceset yatiyordu sedyede. "Basiniz sagolsun, giris
kaydina sizin isminizi yazmis yakini olarak, kardesinizmis, Allah sabirlar
versin" Morg kadar sogumustu damarlarimdaki kan. Yillardir aradigim adam
karsimdaydi, sarildim ona caresiz . Evraklari hazirladilar, islemleri
yaptirdim. Ben ve bir tabut gecenin yarisi basbasa kalmistik. Dogum yeri
gozume carpti Mehdi'nin. Artvin. Ertesi gun onu Artvin'e goturup gommeye
karar verdim.
"Peki kimi kimsesi kalmamis mi garibin Istanbul'da"dedi muavin. "Yok, olmus
hepsi, enistesi de devlet memuru oldugundan basim belaya girmesin diye
bulasmadi cenazeye" diye cevap verdi adam.
Artvin otogarina girdi otobus. Omuzlar uzerine alindi Mehdi. Yukari
mahallede bir camiye goturduler. Otobus yolculari cemaat olmustu. Imam
sordu,
"Nasil bilirdiniz?"
Hepbir agizdan "iyi bilirdik" sesi yankilandi.
Yalcin bir kayalik gibi mezarlikta, kartal yuvasinda bulustu toprakla Mehdi.
Ama aski hic olmedi.

Beşiktaş Sponsorluklar ve Gelirler

VODAFONE FUTBOL 5 yıl 145 milyon dolar 
BEKO FUTBOL 3+2 yıl 16.6 milyon dolar
KALDE FUTBOL 3+2 yıl 10 milyon dolar
INTEGRAL FOREX BASKETBOL 3 yıl 10 milyon dolar
MOGAZ HENTBOL 3+2 yıl  2 milyon dolar
RMK MARINE T.BASKETBOL 3+2 yıl  2 milyon dolar
ADIDAS FUTBOL 5 yıl 25 milyon dolar
ODEABANK BASKETBOL 1.5 yıl 250 bin dolar
BAHÇEHİR FUTBOL 1 (Bitti) 240 bin dolar
KALDE BASKETBOL 1 (Bitti) 200 bin dolar

Odeabank firması, Başkan Fikret Orman dönemindeki 10'uncu sponsor oldu. Orman ve ekibi, geldiği günden bu yana tam dokuz önemli şirket ile anlaşma imzaladı. Beşiktaş, bu sponsorlardan toplam 211 milyon dolar (526 milyon TL) gelir elde etti. Bu dönem içinde Vodafone, Adidas, Beko, Kalde ve Bahçeşehir Üniversitesi, futbol takımına sponsor oldu. Bu anlaşmalardan tam 197 milyon dolar kasaya kondu. Vodafone, 145 milyon dolar ile en çok parayı veren şirket oldu.

7 Şubat 2015 Cumartesi

Başka Beşiktaş yok, Sahip Çık

Beşiktaşımız kritik günlerden geçiyor, amatör şubelerde sıkıntılar var, ödemeler, zirveye oynayamayan takımlar, vasat hocalar bir türlü düzelmeyen basketbol voleybol şubelerimiz ve tüm bunların yanında zirveye yürüyen futbol takımımız..

Stad yok, ev sahipliği yok, bi çok kere arkada taraftar desteği yok, TFF, mhk, PFDK, tahkim, medya ekran şarlatanlarına rağmen 3 kulvarda da adım adım yürüyen bir takım.

DEMBA Ba, Olcay, Gökhan, Tolga, Kerim, Ersan, Cenk, Atınç, Atiba prıl prıl bir takım Bilic önderliğinde herkesin sempatisini kazana kazana ilerliyor, gösterilen 40 sarı 8 kırmızı karta rağmen her hafta PFDK ve TFF'nin saçma sapan cezalarına rağmen yılmadan düşmeden ilerleyen bi takım..

Ne kdr gurur duysak azdır, lütfen şu stad bitene değin, elimizden geldiğince destek olalım, atkı alalım, forma alalım, olmadı rozet alalım kulübümüze 3'e 5'e bakmadan destek olalım, olalım ki kulüpte birşeyler dönsün sistem işlesin emek verenler haklarını alsın, daha bir istekle mücadele azmi ile savaşlarına devam etsinler.

Sadece Twitterda facebook ta yazarak mesafe kat edemeyiz, Beşiktaş için birşeyler yapmak istiyor isek kimsenin adamı olmayıp, bizim olanı Beşiktaş ile paylaşma inceliğini göstermeliyiz, başka Beşiktaş yok arkadaşlar, zaman fedakarlık zamanı..

Dergi, Vodafone KaraKartal, kulübe üyelik, maç bileti, Bjk yandex, Bjk lukoil, kartal yuvası, Bjk kredi kartları bizi bekliyor.........

Lütfen sende Beşiktaş duyarlılığını paylaş, kulübüne sahip çık.




About