11 Şubat 2017 Cumartesi

Bu kavga başka kavga "Aziz'in tosladığı kaya"

BU KAVGA BAŞKA KAVGA
Son yirmi yıldır alışkın olduğumuz gibi medyada fenerbahçenin –yani azizin- kavgalarını izliyoruz. Son yirmi yıldır hiç yılmadan birileri ile kavga ediyor. Karşısındaki isimler değişse de o hep sabit. Son kavgasını da Beşiktaş’la yapmakta. Ancak bu seferki kavga diğerlerinden çok farklı.
Başkanlığa başladığı günden bu yana aziz iki temel kural belirledi kendine. Birincisi “iyi takım pahalıdır, ancak çok para harcayarak başarılı olunabilir ve bu para da bende var” diyerek tüm kulübü kendisine bağımlı hale getirdi. Tüm basın yayın organlarında bunun konuşulmasını sağladı. Yıllarca yabancı sınırlamasının kalkması gerektiğini savundu çünkü çok parası vardı Avrupa’dan yıldızlar yağdıracaktı.
Basında görüşleri o kadar çok yer tuttu ki sadece kendi taraftarları değil rakipler de bu tuzağa düştü. Maalesef Beşiktaş’ımız da bol para harcama hastalığına tutuldu. Sonuç olarak gördük ki çok para harcamak başarı getirmediği gibi kulübü batağa çekti. Bu mantık sadece bir şampiyonluk ve çok büyük bir borç yükü getirdi.
İkinci olarak aziz sanal düşmanlar oluşturma yoluna gitti. Rakip takımlar, tff, mhk, basın… Sayısız düşmanla kavgaya tutuştu. Taraftarlarına da “bakın bizim kuyumuzu kazıyorlar, bize kurulan tuzakları sadece ben bozabilirim” düşüncesinin kabul ettirdi. Sonuç olarak eline istediği gibi yönlendireceği bir kitle geçti. Her fırsatta bu kitleyi kışkırttı hep istim üzerinde tuttu.
Uzun yıllar başkanlığını sürdüren aziz bugün ise büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunun farkına vardı. Bu tehlikenin adı tabi ki Fikret Orman’dı.
2012 yılında yeni bir başkan göreve geldi. Önce “FEDA” diyerek kulübünü ayağa kaldırdı. Gençlere fırsat verdi, rakiplerine oranla çok mütevazı bütçelerle kadrolar kurdu. Ülkede taraflı tarafsız herkesin sempatisini kazanan bir kulüp haline getirdi Beşiktaş’ımızı. Sonra gün geldi mütevazı takımına dünya yıldızları gelmeye başladı. Hem de sudan ucuz rakamlara. Tüm futbol kamuoyu sarsıldı. En çok da aziz sarsıldı. Yıllarca didinerek kurduğu düzen bir adam tarafından tehdit ediliyordu. Başlarda kendine güveni tamdı. Beşiktaş’ın son on yıldaki başarısı ortadaydı. Saman alevi gibi parlar ve sönerler diye düşündü. O alev parladı ancak sönmedi. Aksine daha da büyüdü. Tüm ülkeyi sardı. Şenol Güneş’le de güneş gibi parlak bir hale geldi.
Güneşe kar dayanmazmış aziz de dayanamadı. Önce takımı erimeye başladı sonra tribünler erimeye başladı. Alınan başarısız sonuçlar, büyük hayaller ve büyük paralarla gelen oyuncuların hayal kırıklığı yaratan performansları taraftarı başkanı sorgulamaya itti. Bir yerlerde bir yanlış vardı. Taraftar bunun farkındaydı. Vaat edilen başarılar gelmemiş, vaat edilen Avrupa kupası bir tarafa şampiyonlar ligi hayallerde kalmış, üstüne bitti denilen rakip ayağa kalkmış tüm rakiplerinin önüne geçmişti.
Çanların kendisi için çaldığını anlayan aziz bugün tüm gücüyle Beşiktaş’ımıza dolaylı olarak da Fikret Orman’a saldırmakta. Çünkü Beşiktaş’ımızın başarı demek yeni bir düzenin hayat bulması demek. Beşiktaş’ımızın başarısı demek köhnemiş aziz düzeninin çökmesi demek. Beşiktaş’ımızın başarı demek ülke futbolunun yeniden can bulması demek. Bu sebeple taraftarlar olarak kenetlenmek, takımımızın sonuna kadar desteklemek zorundayız. Kulübümüzün ve ülke futbolunun bir on sene daha kaybetmesini istemiyorsak bu kavgayı vermek zorundayız.
Çünkü bu kavga başka kavga.

Yazar: twitter.com/gultekinemrah

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.

About