Kaçıran kaçırana
Adem Ljajic, Burak Yılmaz, Jeremain Lens… Onlar gol, biz ekran başında keçileri kaçırdık. Yıldızlaşan Yeni Malatyaspor kalecisi Ertaç mıydı, yoksa vuruşlar mı gereken kaliteden uzaktı? Adem Büyük’ün Lens’in aşil tendonuna basıp takımını 10 kişi bırakmasından sonra maçın Beşiktaş açısından kolaylaşması gerekirken, bir türlü skor üretememek takımın yıpranmasına yol açtı. Farkı arttırıp ceza sınırındaki oyuncuları gözetmek varken; Dorukhan da, Ljajic de, Vida da maç sonuna kadar %100 performansla oynamak durumunda kaldılar. Hoş, Ljajic ne yaptı ne etti kart görmeyi başardı ama son haftalarda verdiği katkıdan sonra yaptığı çocukluğu sineye çekmek boynumuzun borcu.
Testi kırılmadan yol göstermek her zaman önemlidir. Benim seyrettiğim 2019 model Beşiktaş’ın iki önemli arazı var. Birincisi Güven Yalçın’ın tüm iyi niyeti ve çalışkanlığına rağmen sürekli yerini kaybederek oynaması. Diğeri de kesiciliğiyle hayranlık uyandıran Vida’nın top Beşiktaş’ta iken pas oyununu baltalaması. Güven için söylenecek çok şey yok çünkü oynadığı yerin oyuncusu değil. Hatta fundamental olarak da kanat oyuncusunun nasıl oynaması gerektiği konusunda bilgi sahibi olmadığını düşünüyorum. Derbide o bölgede Mustafa Pektemek gibi sürpriz isimlerden birini görürsek kimse şaşırmasın. Vida konusu ise biraz daha ciddi. Neden derseniz, taktik anlamda ileride basan takımların (boş bırakmak suretiyle) topu Vida’ya yönlendirerek Beşiktaş’ı top kaybına zorlaması rakip teknik adamlar için bir opsiyon halini alıyor da ondan. Örneğin, bu metot Abdullah Avcı’nın Beşiktaş ile oynarken sıklıkla başvurduğu taktik dokunuşlardan biri. Vida taca çıkarılamayacak kadar önemli bir oyuncu halini aldığına göre takım içinde ona kısa ve garanti pas olanakları yaratmak sanıyorum yapılabileceklerin başında geliyor.
Sanıyorum değinmeden geçmememiz gereken bir konu da Lens’in hoca ile olan ilişkileri. Özellikle hocanın Quaresma konusundaki dinginliğini göz önüne aldığımızda Lens’i kum torbası gibi görmesi dikkatli gözlerden kaçmıyor. Malatyaspor maçında kaçırdığı golle serzeniş ve sitemlerin en sunturlusunu hak ettiği savına ben de katılıyorum ama hocanın kaçırdığı nokta şu; insani ilişkiler bağlamında her etki herkeste aynı tepkiyi tetiklemez. Kimi futbolcu fırça yediğinde hırslanıp iki kat mücadele ederken, bazısı tenkitlerin ardından kendisini koyverebilir, motivasyonunu kaybedebilir. Jeremain Lens’in Ağustos 2017’den bu yana devam eden Beşiktaş kariyerinden benim anladığım ikinci tip oyunculardan biri olduğu yönünde. Açıkçası Şenol Güneş’in de Ricardo Quaresma’ya gösterdiği sabır ve toleransı aynı şekilde Lens için kullanmadığını düşünüyorum. Bu nedenle bu gece ardı ardına yediği fırçalar ve kaçırdığı gol sonrası kenardan kemendi yemesi, önümüzdeki maçlar için bu futbolcuyu menfi anlamda etkileyebilir.
Biliyorum şimdi diyeceksiniz ki, “5 maçta 13 puan yapmış takım bu kadar eleştirilir mi?” Evet, kısmen haklısınız ancak şu noktayı es geçmemek gerekiyor. Başakşehir ve Galatasaray’ın da yüksek puan performansı göstermesi, düğümün derbilerde/üst sıra takımlarının maçlarında çözüleceği izlenimi uyandırıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, bahsettiğimiz maçların sonucunu da ufak ayrıntılar belirliyor. Örneğin, Malatyaspor karşısında kaçan golleri Başakşehir maçında kaçırırsanız rakip cezayı keser, siz dizlerinizi döverken de atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiş olur.
Yıllardır bundan çekmedik mi?
Cem Top
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.