BÖYLE BİR FUTBOLCU DÜŞMAN BAŞINA
Her futbolcu gol atmanın sevincini yaşamak ister. Ama bazıları işin dozunu o kadar kaçırır ki attığı goller kendi kalesine dahi olsa bunun sevincini yaşamaya değer bulur. Bu oyuncular arasında İngiliz futbolun köklü kulüplerinden Aston Villa’da forma giyen Chris Nicholl alır.
20 Mart 1976 tarihinde oynanan karşılaşmada Leicester City’i bir sıfır öne geçiren Nicholl takımına ilk yarının sonlarında beraberliği sağlar. İkinci yarıya aynı tempoda devam eden Villa’lı futbolcu rakip takımı tekrar öne geçirir. Karşılaşmanın son bölümlerinde attığı gole takımına bir puanı kurtarır.
Chris Nicholl maç sonunda yaptığı açıklamada kendisi için maçın verimli geçtiğini belirtir. “Karşılaşmada attığım üçüncü gol yani Leciester’i 2-1 öne geçiren bugüne kadar attığm en iyi golümdü. Uçarak attığım kafa golü hiçbir kalecei kurtaramazdı. Allah’tan son golüm takımıma beraberliği sağladı” diyerek sanki dalgasını geçiyordu.
Aston Villa’lı futbolcu maçla ilgili tek moral bozukluğu tarihe geçtiği maçta topu hatıra olarak eve götürememesi olur. Bunada hakem engel olur. Hakemin yönettiği son karşılaşma olduğundan topu kendisi eve götürür. Buna içerlenen Nicholl “İlk kez Villa formasıyla hat-trick yaptım ondada topu eve götüremedim. Herhalde bu’da benim şansızlığım oldu.” diyerek maçtan nasıl bir zevk aldığını gösterir.
Böylece ingiliz futbolcu hem rakip kaleye iki hem kendi kalesine ik gol daha atmayı başarısını gösterek futbol tarihinin en ilginç maçlarından birine imzaya atar.
HOCAM ONE MİNUTE KOVULDUNUZ
Futbolcular emekliye ayrıldıktan sonra ya teknik direktör ya da yorumcu olmayı tercih ediyorlar. Bir kısmıda örneğin David Beckham gibi turnayı gözünden vurup emekliklerini erken yaşta keyifini çıkarıyorlar. Eski golcülerden Leroy Rosenior’de İngiliz 3 Lig ekiplerinden sıkıntılı günler geçiren Torquay United’in başına takımı tekrar ayağı kaldırılacağına inanılarak göreve getirilir.
Kulüp binasında yeni hoca basın mensuplarına tanıtılır. Rosenior başına geleceklerden habersiz sözleşmeyi imzalar. Adam daha kollarını sıvayıp iş başı yapmadan kulüp başkanı yeni hocaya ‘kovuldunuz’ mesajını iletir. Tabi genç hoca olayın şokuyla beraber “Şaka mı lan bu” desede başkan, kulübün bir ticari konsorsiyumuna satıldığını ifade eder.
Talihsiz hoca’da “Olayın basın toplantısından 10 dakika sonra gerçekleşmesi bende şok etkisi yarattı.Tabi sonradan yaşananları gırgıra aldık. Demek ki benim kısa süre içerisinde mükemmel bir iş yaptığımı gördüler ki beni hemen salıverdirler. Onlara bol şans diyorum ama tazminatımıda (kuruşu kuruşuna) ödeyecekler.”
Böylece genç hoca ülke futbolunun en kısa sürede görevine son verilen adam ünvanını elde etmiş olur. Bu rekor daha önce 1984 yılında Londra ekiplerinden Crystal Palace’in başına getirildikten 72 saat sonra ‘yar saçların lüle lüle hocam size güle güle’ denilen Dave Bassett’e aittir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.