beşiktaş için bu sezon hem iyi hem kötü gidiyor. ne beşiktaş için bu sezon iyi diyenlere katılıyorum, ne de sadece kötü diyenlere. ama her iki tarafın da şüphesiz haklı olduğu kısımlar var.
şampiyonlar ligi maçlarında harikaydık. geçmiş senelerde biri bana gelip de "gün gelecek beşiktaş şampiyonlar liginde rehavete kapılacak kadar başarılı olacak" deseydi, inanmazdım mesela. kabul etmek gerekir, grubumuz basit bir gruptu her ne kadar 4. torbanın en güçlüsünü çeksek de. beşiktaş 3 rakibini de deplasmanda mağlup etti, ki leipzig'i mağlup eden kadro yedek ağırlıklıydı.
bu sene türkiye adına kırılmadık rekor bırakmadı adeta. dolayısıyla bunlar göz önünde bulundurulduğunda kimse gelip beşiktaş için kötü bir sezon diyemez.
neredeyse her şampiyonlar ligi maçı öncesi ve sonrası puan kaybettik ligde. saçma sapan takımlar geldi bizi yendi ya da berabere kaldık. sanki bu anadolu takımları porto'dan monaco'dan daha güçlüymüş gibi bir türlü diş geçiremedik. ha, nasıl puan aldılar bizden? 90 dakika defans yaparak, yerde yatarak, sakatlık numarası yaparak, sızlanarak vs. bir kızdık, iki şikayet ettik ama bunun sonu yok. adamlar öğrenmiş beşiktaş'ın sıkıntısının kapalı savunmayı açamamak olduğunu. açık oynarlarsa beşiktaş'ın affetmeyeceğini biliyorlar artık. galatasaray ve osmanlı risk aldı, kaybetti mesela. bu noktadan sonra defans yapıyorlar diye kızılması gereken taraf, anadolu takımı değil, kapalı savunmayı hala açamadığı için beşiktaş'tır. görüyoruz, rakip oynamak değil, oynatmamak için sahaya çıkıyor. farklı yollar deneyerek bu sıkıntıyı aşmamız lazım. koca bir ilk yarı geride kaldı. eğer bunu hala aşamadıysak, yolunda olmayan şeyler var demektir.
akıllara chelsea'nin barcelona maçında 90 dk defans yapıp, kontr ataktan ramirez'in attığı golle barcelona'yı elediği maç geliyor. barcelona'nın gol atması gerekirken kapalı chelsea savunmasına karşı 90 dakika pas yapmıştı. topla oynama oranları %80 küsüre %10 küsürdü. ama neye yarar, chelsea defans yaparak eledi. bu sene beşiktaş için ligin özeti olabilir bu karşılaşma. beşiktaş futbolu son 3 senedir pas üzerine kurulu. barcelona'nın bile pas trafiğine çareyi buldular, en nihayetinde bizimkine de bulacaklardı, ki buldular da. belirttiğim gibi, eğer ligde bu oyun devam ederse işimiz çok zor bu sene. şampiyonluk bu sene başka baharlara kalabilir. ama ben bunun da çaresini bulacağımıza inanıyorum.
oyuncuların maç seçtiğine dair söylentiler var. birkaç oyuncumuz dışında bu söylentilere katılmıyorum ben. o birkaç oyuncu da quaresma, talisca yerine göre tolgay oğuzhan falan. bu oyuncular şampiyonlar liginde çok büyük katkıda bulundu ama ligde neredeyse yoklar. quaresma zaten sevilmiyor, talisca da bazıları için değerini kaybediyor. bana göreyse talisca hala ligin en iyilerinden birisi, sadece formsuz. quaresma'nın ayrılma zamanı da geldi maalesef. eski performansından çok uzak olduğu gibi, bir de takıma zararı dokunmaya başladı artık.
şenol hocaya güvenimiz tam. gitmesini isteyenler neye dayanarak bunu istiyor akıl sır erdiremiyorum. beşiktaş'ı 2 yılda 2 kez şampiyon yapmış, bu sene de havlu atmamış, 2 yıldır şampiyonlar liginde -dynamo kiev maçındaki hakem faciası hariç- harikalar yaratmış bir teknik direktörün gitmesini istemek hiç mantıklı değil. geçen sene lyon'a fabri'nin hatası yüzünden elendik, ki elenmeyebilirdik de, penaltılara giden karşılaşmada savunma oyuncularımız çok kötü penaltı kullandı. yani tamamen kişisel hatalar. ancak şenol hocanın bazı oyuncular üzerindeki ısrarından vazgeçmesi lazım artık. bunlardan birinin atiba olduğunu düşünüyorum. atiba'ya ne kadar teşekkür etsek az, yıllardır onun gibi bi oyuncumuz olduğu için çok şanslıyız. istatistikleriyle herkesi kendine hayran bırakıyor her sene. ama artık yaşlandı. artık ileri oynayamıyor, oyun kuramıyor. ya geriye, ya da yanlara oynuyor. atiba üzerindeki ısrarından vazgeçerek medel'e şans verirse daha iyi olur bence. bir diğeri de kesinlikle quaresma. her topun başında quaresma, her orta başarısız. akan oyunda ligin en isabetli orta açan oyuncusu olabilir, ama duran toplardaki başarısızlığı görmezden gelinmesin artık. serbest vuruşlarda yaya orta, köşe vuruşlarında ön direğe orta... bunun bitmesi gerek. tehlike yaratamadığımız gibi, kontr ataktan da kendi kalemizde pozisyon veriyoruz. oyun içinde de çok etkili değil. lens'e şans verse, hem lens'in takıma adapte olma süreci hızlanır, hem de kapalı savunma karşısında farklı çözüm yolları bulabiliriz.
şampiyonlar ligi 2. turunda bayern münih ile eşleştik şanssız bir şekilde. kimse şampiyonlar liginde şampiyon olacağımızı iddia etmiyor. %95 eleneceğiz ve artık tamamen lige konsantre olacağız. ha, mucize olsa da elesek keşke, varsın lige adapte olamayalım, çok da güzel olur. ancak elensek de kötü değil. ligi koyarız ligi!
dolayısıyla ağlayıp sızlayacak bir durumumuz yok. ama işler yolunda diye salacak, yayılacak halimiz de yok. her şeyin hem iyi hem kötü yanını görmemiz, en önemlisi de beşiktaşımız'a her şeye rağmen sahip çıkmamız gerekiyor. iyi günde takımla sevinmeyi bildiğiniz gibi, kötü günde takımla beraber üzülmeyi de bilin.
bu sene de şampiyon beşiktaş yazdıracağız
https://eksisozluk.com/entry/73089297
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.