Başakşehir maçında Galatasaray kulübesinden hakeme yapılan baskının, saha içinde rakip takıma yapılan baskıdan daha etkili olduğunu gördüm.
Emre'nin sahada duruşunun meşru olmadığını da gördüm.
Saldırı uzmanı Hasan Şaş'ın kimin yaveri olduğunu soruşturmaya gerek görmedim.
Maçın 12'nci dakikasında Donk'u sahadan atmayan hakemi gördüm de, "Bu adam aynaya bakınca utanmış mıdır?" dedim.
Elbette maçın sonu tabeladan hesaplanır ama bazı gerçekler de ayrıntılarda gizlidir.
Allah'ı var; hakemler çok dürüst.
Kimlerden korktuklarını asla gizlemiyorlar. Ve hep aynı adrese taşıyorlar liderliğin ganimetlerini.
Başakşehir'in yenilmesi reyting tutkunlarına bayram havası yaşatsa da... Başakşehir'in yenilgisi medyayı "imparator masallarıyla" donatsa da...
Abdullah Avcı'nın adamlık ve teknik direktörlük resimleri namuslu yüreklerde zerre kadar değişmez!
Çünkü sonuçlar gerçeklerin üzerini örtemez!
Her teknik adam kendi belgeselini izlesin. Ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.
Liderlik tutkusunu ateşlemekte geciken bir takım gibi duruyor Fenerbahçe. Ama gerçeklerle yüzleşmek de kaçınılmaz.
Bu takımın Galatasaray maçında verilmeyen penaltılarının bugün liderliğin bedeli olduğunu söylemekten nasıl vazgeçmiyorsak.
Aykut Kocaman'ın inadından vazgeçmeyen tavrını işaret etmek de görevimiz.
Sivas maçında ilk yarıdaki Fenerbahçe maçı kopartıp gidecek bir yolculuktaydı. İkinci yarıda da "buyurun beni yenin" tavrında.
Fernandao'nun Fenerbahçe'nin kimyasına uymayan fiziksel duruşuyla, Valbuena'nın kenarda otarması arasındaki bağları analiz edelim.
Hala bir şampiyonluk umudu varken; haksızlık korsanlarının ekmeğine yağ sürmekte ısrar niye?
Puan kaybetme ihtimali en az takımlardan biri olarak, kolektif ruhun içinde bireysel tepkilerin sırası değil.
Beşiktaş ligin en kaliteli takımı.
"Şampiyonlukla arama kimse giremez" yolculuğu da başladı.
Yine ayrıntıları işaret etmeliyim.
Galatasaray'ın hakem hatasıyla tek puanlık bir kayba uğramadığı hatta çok şey kazandığı ortadayken, Beşiktaş'ı bekleyen sinsi bir tezgahı işaret etmek de görevimiz!
Sistem iki kez şampiyon olmuş takımın üçüncü kez taçlanmasına izin vermeyi düşünmüyor olabilir.
Buna kısaca "tüccarlığın soysuz dengesi deniyor!"
Futbol garip oyundur.
İnsanlığını kaybeden insanlar olarak da tarihe geçenler var.
O yüzden bazıları korkuluğu bile olamaz sportmenliğin.
Çocuklara eliyle çiçek verirken güzelleşenleri sevdim. Konuşma diliyle silah çekenleri değil.
Gençliğimizdeki gözaltı gerçeğini, bugün el üstünde tutulanlara değişmememin sebebi bu.
Ayrıca senaristleri ve yapımcıları sadece futbolun içinde aramayın.
Birçokları da medyanın içinde.
Kötülüğün terimlerine tepki göstermemin nedeni budur.
Kötülüğün kazanması darbelerin en korkuncudur çünkü!.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.