20 Ekim 2017 Cuma

Hoffenheim Başakşehir maçı Abdullah Avcı ülke puanı meseleleri ve Beşiktaş a karşı yapılanlar ile ilgili mükemmel bir yazı

kaynak:

https://eksisozluk.com/entry/71502200


19 ekim 2017 hoffenheim başakşehir maçı göstermiştir ki,

hoffenheim'ı avrupa'nın iki numaralı kupasının grup maçında deplasmanda yenmektense, avrupa'nın bir numaralı kupasında monaco'yu deplasmanda yenen bir takımı deplasmanda yenmek bir kulup icin daha büyük bir olay haline gelmiştir. halbuki bu ve benzeri takimlarin amaci, ilk 5 icinde yer alip, kendisini avrupa kupalarina atmak ve basari saglamak degil midir lig basinda?

abdullah avcı gibi "vizyonu" olduğunu düşündüğümüz bir adam, şu basitlikte mi düşünüyor; 
"..besiktas takımı tecrubeli oyunculara sahipse de yasli bir takim. fransa'da 90 dakika tam konsantre oynadilar ve fiziksel bir yıpranmanın icine girdiler, bu önemli maçta. özellikle quaresma ve talisca gibi mac secen oyunculara da sahipler ki, bu benim macimda isime gelecek bir durum. monaco ile başakşehir macinin motivasyonu cok farkli olacak, zaten yorgunlar. babel gibi efektif ofans oyunculari da cezali. ozellikle 2.yarida leipzig macindaki gibi yipranacaklar ve ben oynatmadigim, dinlendirdigim tum oyuncularimla onlarin vodafone'deki 31 maclik yenilmezlik serisine son verecegim.. herkes beni yazacak, avrupa basini bile.." 

buyuk insanlar buyuk islerle ugrasirlar da, boylesine bir sinsilik icinde, futbolun fair cercevesinden ve adil rekabet kosullarindan uzak küçük bir anlayisla kurgulanması futbolun kiran kirana oynanmasindan hazzeden bana hic hos gelmedi..

para yatırılarak bahis oynanan bir dünyada, uluslararası bahis baronları bile akla gelmiyor değil.. bundesliga'da olsa bu takım, savcı bugün soruşturma açardı sanırım bu kulüp hakkında..

yani "ulke puani" klisesinden pek hazettmem ama, inanin tff baskani olsaydim, bilinçli yapilan bu eylemi karsiliksiz birakmazdim. turkiye'yi temsil hakki verilen bu takimin grubunda bir iddiasi soz konusu. gruptan cikmayi garantilesen, ya da gruptan cikma sansin kalmasa bir prestij maci edasiyla yedeklerle, hatta a2 ile cikarsin bir sey diyemem. bunun bile fair ve adil olmadigi konusunda bir cok elestiri soz konusu dunyada ayrica.. senin aklın sadece beşiktaş maçında, ligin daha 9.haftasında hem de.. bu nasıl bir hırs, nasıl bir misyon!

gazeteci dövdüler, beşiktaş maçı öncesi geçen sezon, hatırlayın... lobi uzerine lobi, ozur uzerine ozur, cicek uzerine ciceklerle alinmasi gereken cezalari besiktas macina sirayet etmeyecek sekilde ayarladılar!

abdullah avci ve kendisine akıl veren küçük insanlarla konusmak lazim, merak ediyorum cidden bu zihniyeti? kimler bu senaryoyu yazıp oynatiyor, gaye ne?
....
son donemde bursa, galatasaray ve fenerbahce haricinde konya, antalya, basaksehir, kasimpasa gibi takimlarin da besiktas'la bir rekabet icine girmeye çalıştığını gormemek elde degil.

riza calimbay gibi 85-95 yillari arasinda alinan tüm kupalara teri sinmis bir insanin dahi hakemler uzerinden besiktas'i hedef gosteren, gergin ve sivri yorumlarinin altında ne yatıyor mesela? kulubünün besiktas aleyinde oluşturduğu algı, onda bir mobbing etkisi yaratmış olabilir diye de düşünüyorum.. 
...
bugun denk geldigim bir roportajda, joseph de souza'nin fenerbahce-galatasaray derbisi üzerine yorum yaparken, "beşiktaş maçları bu derbinin yanına yaklaşamaz" demecinin altında dahi, yönetsel bir algı ve mobbing söz konusu. kaç derbi maça çıktın da bu demeci verebiliyorsun? bunlar kamuoyunda algı yaratma, havuzu, tüketiciyi ve büyük pastayı kaptırmama adına yürütülen küçük insanlarca hazırlanan, küçük akıl oyunları maalesef.. ama nema ve portföy büyük, unutmayalım.

endüstriyel bazda uzun vadeli hesap yapan kulüp ekonomistleri sanırım bu hazımsızlığı lobileşerek çözmeye çalışmakta.. çünkü geleceğe ambargo koyabilecek bir risk unsuru var ortada..

misal, türkiye kupası maçında van persie'nin maç başından sonuna kadar tahrik edici davranışları, bu futbolcuya maç oynanmadan verilen misyon ve görevden başka bir şey değildi.. amaç eksik bırakmak, saha kapattırmak, cezalandırmak, önünü kesmek.. 

2017-18 sezonunun ilk 8 haftasında son iki yılın en az faul yapan, amacı göze hoş gelen ofansif bir futbol oynamak olan takımımın 5 kırmızı kart görerek ligden koparılmaya çalışılması, kadıköy'de 1 metre gerideki oyuncuya yan hakemin ofsayt diye bayrak kaldırmasına vesile olan bu şeyin adı da "üst emir" olabilir mi, ya da organize bir operasyon? şike değil bakınız, algı, baskı vs.. 
...
slaven biliç döneminde özellikle tottenham, arsenal, liverpool maçları ile başlayan süreçte; bugün bir bayern, dortmund, juventus, atletico olmadı beşiktaş belki, olanayacakta belki ama lyon, benfica, napoli, porto, monaco gibi avrupa'nın güçlü takımlarıyla baş edebilecek kalibrede olduğunu gösterdi bu dünyaya...

gösterdi ama, övülürken yerildi. kavgalar, uçan tekmeler baş gösterdi, şenoş güneş ve orman arasına nifak tohumları ekildi.. 

basın ve medya daha ligin ilk maçından itibaren hakemler üzerinde baskı kurmaya, algı yaratmaya başladı.( bkz. bjk-antalyaspor maç sonrası, ntvspor rıdvan dilmen'nin maç yorumu) (bkz. erman toroğlu ve ahmet çakar'ın beşiktaş ve hakemler üzerine olan yorumları)

haliyle küçük insanların, büyük koltuklarda oturduğu bu ülkede, beşiktaş'ı örselemek üzerine oynanan bu komplike oyunları görememek için tecrübesiz ve çok iyi niyetli olmak gerekir.

biz tecrübeliyiz. 2004'te bir kalemde infaz edildi takımım, sürgün edildi, ama ölmedi. ve bugün öldürmeyen acılar bizi daha da güçlendirdi.. 

işte ondan bu dik duruşumuz.

3 yorum:

  1. rıza'yı bu işe karıştırmakla sıçtın batırdın aq.

    YanıtlaSil
  2. Niye,rıza senelerdir veşiktaşın aleyhine çalışıyor,hıncı var,sıçtı ve tüy dikti,unutmam.

    YanıtlaSil
  3. O zaman ne diyoruz safları sokuşturuyoruz demekki bu yıl çok önemli bu yıl bu algıyı yapanlara cvp vermek zorundayız.

    YanıtlaSil

Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.

About