Biz Beşiktaşlılar olarak şanslıyız.
Bizim bir kere Süleyman Seba gibi, neredeyse bütün herkes tarafından sevilen bir efsane başkanımız var. Sert mizacı, kararlı duruşu, Beşiktaş için yaptıkları ile bize örnek bir BABA karakteri kendisi.
Ben şahsen tanışmadım ama Seba ilkeleri büyümüş biri olarak son dönemde yaşadıklarımızdan yola çıkarak birkaç kelime cümle yazmak istedim. Öncelikle ben kimim onu söyleyeyim. Milyonlarca Beşiktaş aşığından biri, kimseden ne az ne de fazla Beşiktaşlıyım. Ha şunu da söyleyeyim etrafımdakiler Beşiktaş maçı olduğunda benim için şöyle der; Nogay’ı aramayın o gün maç var. Ölüm olmadığı sürece ben Beşiktaş’ın maçlarını izlerim Basket Futbol Hentbol fark etmez. Hepiniz gibi, hepimiz gibi. Hepiniz gibi Süleyman Seba hayranıyım, hepiniz gibi Beşiktaş’ı çok seviyorum.
Peki bizim ortak noktamız Beşiktaş ise Seba gibi bir dervişimiz bir Babamız varken neyin kavgasını veriyoruz. BİZ ANILARI OLAN BÜYÜK BİR KULÜBÜZ, BİZ DURUŞU OLAN SEVDASI OLAN ÜZERİNDE ARMASINI GÖRDÜĞÜ HERKESE SARILASI GELEN BÜYÜK BİR KULÜBÜZ. TOPARLANMALIYIZ VE KENETLENMELİYİZ. Dünden beridir Fikret Orman ile ilgili binlerce şey okudum, iyi kötü çirkin küfürlü küfürsüz, bir sürü şey!
Seba’nın rakı içmeyi sevdiğini, futbolcuları sürekli toplayıp dertlerini dinlediğini Sarı Fırtına, ölümünün 1. Yılında verdiği röportajda Seba için söylediği sözlerde belli ediyor. Eskiden de sık sık onları toparlayıp dertlerini dinlermiş Efsane Başkan ve başkan denmesinden hoşlanmazmış. Biz şimdilerde o masa etrafında oturup onu dinlemiş gibi toparlanmalıyız.
Şimdilerde onun kadar olmasa da tatlı sert mizacı ile bazen kızdığımız bazen buradan “sahadaki çocuklara sahip çıkmayacaksan, haklarımız helaldir sana, başkan git” dediğimiz bir başkana sahibiz. Fikret Orman! Kızıyoruz, birbirimize bağırıp çağırıyoruz ama yine de anında sarılıp toparlanabilmeliyiz, Seba Başkanın anıları gibi, bir masa etrafında sohbet ediyormuş, dertlerimizi konuşuyormuş gibi toparlanmalıyız. Bizim bizden başka kimsemiz yok, siyah beyaz biz!
Ortak derdimiz olan Beşiktaş için toparlanmalıyız. Olur, başkan bize kızar, biz başkana kızarız, hakaret küskünlükte insanoğlu için ayıp ama olası şeyler. Bakın biz etrafında olduğumuz o masayı devirirsek, anılarımız “bizim UEFA kupamız var” mottosu ile yıllardır lige ayar verenlerin ayakları altında çiğnenip gidecek. Yeni tarlalar sürülmeye başlanacak, yeni Toroslar alınıp satılacak, yeni bir sürü metot yaratacaklar. Satın alacakları binlerce milyonlarca liraları kalemleri köşeleri medyaları var, bizim bizden başka hiç kimsemiz yok, Siyah beyaz biz!
Biz anıları olan bir kulübüz toparlanmamız kenetlenmemiz gerekiyor. Yıllardır tribünde olan abilerimiz, deplasmanda 200 300 maça gitmiş kapalıyı eşinden çocuğundan daha çok görmüş, statta uyumuş, deplasman otobüsünde iki büklüm durmuş kardeşlerimiz ablalarımız abilerimiz var. Biz onlar etrafında toparlanmalıyız. Fikirleri Sahaya kimin çıktığı önemli tatbiki ama bakın gördünüz, kartlar uydurup eksik bırakmak için uğraşıyorlar, penaltılar çalınıyor hep aleyhimize. Biz ne diyoruz tiki taka yapmıyoruz, yapsak ne olacak, gol mü attıracaklar!
Var bize YOK, teknolojiyi bile bize düşman kullanıyorlar. Biz ne yapıyoruz, hiçbir şey. Kendi aramızda başkan gitsin Güneş kalsın, Seba gitsin Ahmet dursun, falan filan bomboş işler peşindeyiz. Uzun top oynuyoruz diye Başkan’a küfür eden duydum. Tamam artık, kendi aramızda kenetlenme vakti!
Kayrılmak isteyenin Allah belasını versin biz sadece adalet arıyoruz, e arıyorsak önce kendi içimizde tek ses olmalıyız. Ablalarımız abilerimiz efsanelerimiz ne diyorsa durup dinlemeliyiz. Akla mantığa aykırı ne varsa uzaklaşmalıyız. Küfürden hakaretten uzak kim güzel bir şey yapıyorsa destek olmalıyız. Krem peynire tapandan günde beş vakit namaz kılanına kadar Beşiktaşlı olan herkesle kucaklaşmalıyız. Olmazsak anılarımız kalacak, yeni anılar yeni destanlar yazamayacağız. Bu size çok romantik ya da çok gerçeküstü gelebilir ama biz bu sene tek ses olmazsak, seneye şartlar daha da kötü olacak. Bir şey uydurup bizi onunla meşgul edip alttan alttan işi götürecekler. Müzelerinde kupalarımız olanlar hakları ile almış gibi yine sevinecekler. Onlar için başarı nasıl gelirse gelsin ama bizim için şerefinle oyna hakkınla kazan sloganı önemlidir. Biz hakkımızı aramadığımız sürece onlar hep sevinecekler. Önce camia olarak tek ses olmamız daha sonra da sesimiz çıktığı kadar bağırmalıyız. Hırsızlar var!
Seba’nın etrafında toplanmalıyız, tek ses olmalıyız. Başkan dün çıktı lafı gediğine koydu bıraktı. Kızgın mıydık, kızgındık. Konuşmuyor, Beşiktaş’ın hakkını savunmuyor diyorduk, gecen seneki sahaya çıkmadığımız maçtan beridir düzenli olarak saldırılar var, başkan dün çıkıp bağıra çağıra değil aklı başında bıçak kemiğe dayandı, dedi. Aile içinde ben onlara kızarım dedi, tamam kızsın bağırsın yeterki Beşiktaş’ı sahipsiz bırakmasın. Biz hep yanındayız.
Son olarak Süleyman Seba İnönü’de bıyıkları üzerinden yapılan küfürlü beste için utandığını belli eden sus işareti yaptığında susan 30 bin kişi gibi, aynı anda susup aynı anda tepki göstermeliyiz. Başkan dün çıkıp gerekeni söyledi, söyler söylemez çomak sokulanlar anırmaya başladı.
O zaman Beşiktaş’ın büyük taraftarı şimdi tek ses tek yürek tek bilek olmalıyız. Yazdıklarım size komik yada çocukça geliyor olabilir.
Gerçekten şimdi tek ses olmazsak seneye aynı satırları yeniden okumak zorunda kalabiliriz.
Fikret Orman önderliğinde savaşa hazırız!
Ercan NOGAY ALPER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.