alıntı: mehyanede sabahlayan adam
zamanında galatasaray stadını yenilemek istedi. önce aynı yerde yapmak istediler. sonra hükümet olaya el attı ve size başka bir arazi tahsis edelim dedi. galatasaray taraftarı için tarihi galibiyetlere ev sahipliği yapmış ve konumu itibariyle epey değerli bir arazi hakkında, acilen karar verilmesi gerekiyordu. yakın geleceğe kadar hesap numarası verip taraftarından para isteyen kulüp, düşündü taşındı ve ali sami yen arazisini vermek şartıyla başka bir araziye stadyum yapma talebine onay verdi. stadyumu seyrantepe'ye yapacaklardı. inşaat için ihaleler yapıldı, hasta galatasaraylı eren talu inşaatın yapım hakkına sahip oldu. canlı yayında sevinçten ağlayarak 'bu stadı yapmak benim çocukluk hayalimdi' dedi. stadın inşaatına başlandı, çok geçmeden eren talu iflas bayrağını çekti ve inşaat durdu. devreye hükümet girdi ve 'siz yapamayacaksanız bizim çocuklar halleder' dedi. yakın geleceğe kadar hesap numarası verip taraftarından para isteyen kulüp, düşündü taşındı ve stadın inşaatına toki'nin devam etmesi için mutabakat sağlandı. hükümet tekrar araya girdi ve 'bizim çocuklar sizin stadı yapsınlar yapmasına da, ancak üst kullanım hakkını size verebiliriz. ne bileyim bizim partinin toplantılarıdır, efendime söyleyeyim eğlenceleridir falan, o gibi şeyleri orada şey etsek çok iyi olur' dedi. galatasaray yönetimi her zaman ki gibi düşündü, taşındı ve 'tamam başbakanım' dedi. haliyle başbakan, kendi yaptığı stadın açılışını yaptı. stadın ismi ve hali ortada.
yakın geçmişte beşiktaş stadını yenilemek istedi. önce hükümet yandaşı ve kısmen de olsa renkli medya aracılığıyla 'inönü stadının altında tarihi eser var' dendi. 'yıkılırsa yerin altından sular fışkırır ve eserler harap olur' dendi. hükümet, galatasaray'dan kopardığı araziden kat be kat daha değerli inönü stadı arazisi için ve defalarca 'istediğiniz yere stadyum yapalım' dedi. yakın geçmişe kadar varı yoğu ipotek altına alınmış ve uçan kuşa borcu olan kulüp, düşündü taşındı ve inönü stadı arazisini vermek şartıyla başka bir araziye stadyum yapma talebine 'teşekkür ederiz, biz kendi stadımızı kendimiz yapmak istiyoruz' dedi. hükümet, kültür bakanını devreye soktu. kültür bakanı, 'o stadyum oraya yapılamaz' dedi. 'buna hiçbir vicdan sahibinin izin vereceğini zannetmiyorum, o stadyum ve arazisi tarihi eser statüsünde' dedi. beşiktaş yönetimi, geri adım atmadı ve her fırsatta 'biz olduğumuz sürece, inönü stadyumu olduğu yerde yapılacak' dedi. çıkıp 'bu sezonu feda sezonu ilan ettik, taraftarlarımızın gereğini yapacaklarından hiçbir kuşkumuz yoktur' dedi. taraftarlara hesap numarası verilmedi, para pul istenmedi. bu direnç ve kararlılık, zaman geçtikçe, hükümetin istanbul'un en kıymetli arazilerinden biri olan yere olan iştahını yavaş yavaş azaltmayı başardı. karşısındaki güçlü ve sağlam bir irade ile baş edemeyeceğini anlayan hükümet geri adım atmak zorunda kaldı. önce, yıllarca onay beklenilen anıtlar kurulu kararı çıktı ve yıkım onayı geldi. beşiktaş yönetimi süreci hızlandırmak için sponsor arayışına girdi. önce vodafone ile isim hakkında anlaştı. sonra tribün tribün yıkılacak stadyum için şeffaf ve herkesin gözü önünde ihaleler düzenlendi. stadın yıkım başladı. yıkım ilerlerken, yine hükümet yandaşı ve bir kısım renkli medya çalışanları yeni açık tribününe henüz tek bir balyoz bile vurulmamışken 'işte, dediğimiz gibi oldu. tarihi eserleri göz göre göre yıkıyorlar' dedi. anıtlar kurulu stada geldi, incelemelerde bulundu ve hiçbir tarihi esere rastlanmadığını, stadın yıkımına devam edilebileceğini rapor etti. stadın ortalama üçte biri yıkılmışken, gezi olayları patlak verdi. beşiktaş taraftarını anlatmaya gerek yok, stadyum inşaatındaki iş makinasını çalıştırıp polisin üzerine sürecek kadar kendisini ortaya koydu. olayların buralara geleceğini hesaplayamayan hükümet celallendi ve çarşı'nın önde gelen isimlerinden cem yakışkan'ı göz altına aldı. stadın inşaatı bir süreliğine yavaşladı. günler günleri kovaladı ve günlerden bir gün, inönü stadı tamamen yıkılmış ve yeni stadın temelleri atılmışken 17 aralık süreci patlak verdi. tapeler havalarda uçuştu, ortalık fazlasıyla karıştı. hükümet yalakalarının, yeni stadın inşaatını durdurmak için birbirleriyle yaptıkları telefon görüşmeleri rakı masalarına meze oldu. beşiktaş kulübünün geleceği hakkında, beşiktaş yönetimi arkasından işler çevirmeye meyledenler deşifre oldu. bunca olan bitene, sadece ve sadece duruşu sayesinde çoktan fişlenmiş olan beşiktaş taraftarı şaşırmadı. her şey malumun ilamı gibiydi ve ok yaydan çıkmıştı. stadın inşaatı çoktan başlamıştı. artık hiç kimsenin cesaret edemeyeceği ve geri dönüşü olmayan bir yola girilmişti. bu günlere gelindi ve bu günlere nasıl gelindiğinin, unutulmaması adına ne tür bedeller badireler atlatıldığının iyi analiz etmek gerekiyor. beşiktaş zor olanı seçti ve sonuçta mabedini kimseye kaptırmadı.
sanırım şimdi; biraz da ülke insanının karakteristik özelliğiyle doğru orantılı olarak, interneti açıp canlı yayında stadyum inşaatı izleyen yüzbinlerce beşiktaşlının gözlerindeki mutluluğu ve içlerindeki heyecanı çok daha iyi anlamışsınızdır. başlı başına bir dikta rejimi ve uzantılarının, çok çok değerli olan bir araziyi parselleyebilmek uğruna ne yollar izlediklerini ve emellerine ulaşabilmek için ne tür dolaplar çevirdiklerini, sanırım şimdi daha iyi anlamışsınızdır. bir tarafta kayıtsız şartsız otoriteye boyun eğmek, diğer tarafta her şeyi ile karakterini ortaya koyup mabedine sahip çıkmak. aradaki farkı, bırakalım da eğilenler söylesin.
hiçbir otorite, hiçbir diktatör ve hiçbir faşist şunu asla unutmasın;
kitleleri kendinize muhtaç edebilir ve avucunuza aldığınız kitleleri istediğiniz gibi yönetebilirsiniz. kitlelerin yaşam standartlarını değiştirebilir ve istediğiniz şeyleri tüketmelerini kolaylıkla sağlayabilirsiniz. ama günü gelir de, aynı kitlelerin yerleşik yargılarıyla oynamaya kalkarsanız orada bir değil bin defa düşüneceksiniz. nasıl ki mabedinize ayakkabı ile izinsiz girdiklerinde yaygara kopardıysanız, başka kitlelerin mabetlerine de izinsiz girilemeyeceğini er yada geç öğreneceksiniz. güç bela da olsa öğrenmek istediniz ve öğrendiniz.
(bkz: gücenme)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen değerli yorumlarınızı bizlerle paylaşınız.