11 Mart 2019 Pazartesi

Olağan Şüpheliler




Beşiktaş’ın sahasında oynadığı Konyaspor maçında hırs, istek, arzu, öfke, hayal kırıklığı, protesto, mutlu son, ne arasanız vardı. Bir de olağan şüpheliler… Kim olduklarını hatırlatmak gerekirse; kaleci Karius, Ricardo Quaresma, Necip Uysal, Şenol Güneş, Fikret Orman v.s. Açıkçası maçın kötü gittiği bölümde hepsi taraftarın öfkesinden nasibini aldı. Son 10 deplasman maçında sadece düşme adaylarından Erzurumspor’u mağlup eden Konyaspor, bu istatistikle çantada keklik gibi gözükse de esas itibariyle kolay teslim olmayan iyi bir kontrol takımıydı. Doğrusunu söylemek gerekirse, ben Beşiktaş’ın sahasındaki bu maçta oynadığı futbolu “kötü” olarak nitelendiremem. Özellikle çabuk oyun ve tek pas ile tüm gücünü takım savunmasından alan Konyaspor’u yerleşim yanlışlarına zorlayarak önemli pozisyonlar bulduğumuzu düşünüyorum. Bu sezonun geneline yayılan maçı kopartamama kâbusu hortlayınca, yeşil-beyazlıların puanlara ortak olduğunu gördük. Son dört maçta rakipler Beşiktaş kalesine tam 8 gol bıraktılar ama bu maçların hiçbirini kaybetmedik çünkü 10 gol atmayı başardık. Büyük takımlar için 4 maç 10 gol, 12 ya da 10 puan anlamına gelir ama bu sezon Beşiktaş kalecisi mirasyedi misali hücum hattının çabalarını boşa çıkarmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. Elbette takım savunmasında da arızalar var. Kaleci Karius, bu akşam da Liverpool geçmişini sorgulatan bir performans sergilerken, Şenol Güneş’in prensi Necip de Alman takım arkadaşına uydu. Beşiktaş tandeminde Pepe, Vida, Roco, Necip, Medel, Mirin ve Fatih Aksoy sezon genelinde forma giyen isimler oldular. İşin ilginci bu isimlerden oluşturulan ikili kombinasyonların hiçbirinde savunma güven vermedi. Acaba problemin sadece tandeme bağlı olmadığını artık düşünmeli miyiz? Zaten ligde 25 maçta 33, Avrupa Liginde 6 maçta 11 gol gibi bir istatistikle –hücum hattınız ne kadar bitirici olursa olsun- büyük hedeflere koşmanız pek mümkün değil.
Konyaspor karşısında 22 orta yapan ve sadece 1 isabet sağlayan Ricardo Quaresma, taktik tahtasında yazan çabuk oyun ve tek topa uyum sağlayamayınca aynı zamanda yenen ilk golün de müsebbibi oldu. Esasen Şenol Güneş’i eleştire geldiğimiz noktalardan birisi de bu. Taktik doğrulara ulaşsa bile oyuncu seçimlerinde yaptığı hatalar (veya objektif davranamaması) nedeniyle takımın saha içi verimi düşük kalıyor. Hoş ben bu saatten sonra hoca ile taraftar arasındaki ilişkilerin dikiş tutmayacağını düşünüyorum ama görünen tabloda bu sancılı süreç bir müddet daha devam edecek gibi. Uzun zamandır Fikret Orman ile Şenol Güneş yaptıkları açıklamalarda, verdikleri röportajlarda, düzenledikleri basın toplantılarında bombayı birbirlerinin kucağına bırakmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Geçen hafta da yazdım. Bu soğuk savaş ve sinir harbi beyefendilerin egolarını tatmin etme amacı güderken, Beşiktaş’ı da yarışın dışına doğru itiyor. Bugün Shinji Kagawa 90+3’te klasını konuşturup takımı ipten aldı ama kalan zorlu virajlara bu iklimde ve kaygan zeminde girilmesi şarampole devrilmemize yol açacak. Açıkçası mevcut durum sosyal medya başta olmak üzere, fikirlerini özgürce dile getirebildikleri her platformda Beşiktaşlı taraftarlara “kulüpte kendisinden çok Beşiktaş’ı düşünen kimse kalmadı mı?” diye sordurtuyor. Şahsım adına rahatlıkla söyleyebilirim ki, yeri gelip tornacı yeri gelip simitçi denerek yöneticiler tarafından hor görülen taraftarlar kadar hiç kimse bugünlerde Beşiktaş’ın iyiliğini düşünmüyor.


Cem Top

3 Mart 2019 Pazar

Artık haysiyet meselesi



Türk Dil Kurumu, güncel Türkçe sözlüğünde haysiyet kelimesinin karşılığını, “değer, saygınlık ve itibar” olarak veriyor. Lafı dolandırmadan şunu söyleyelim, şu dakikadan sonra Beşiktaş’ın başında kalmakta ısrar eden hocanın da onu orada tutan yönetimin de haysiyeti sorgulanır. Beşiktaş Kayseri deplasmanına liderden 11, ikinciden 5 puan geride ve sezon sonuna dair umutları pamuk ipliğine bağlı şekilde çıkmışken, kaybedilen iki puanın muhasebesi acilen yapılmalı ve çıkan faturayı ilgili beyefendiler ödemeli. Kayserispor’un en değerli iki oyuncusu kim diye sorsanız, hiç kuşkusuz bize göre cevap Cherry ve Mensah olur ki, zaten gol ve asist rakamlarına baktığınızda bu gerçek ayan beyan ortaya çıkıyor. Cherry maç öncesi annesinin rahatsızlığı nedeniyle memleketine gitmiş, Mensah da 30.dakikada sakatlanıp oyundan çıkmış. Uzun lafın kısası Kayserispor, gerçek gücünden oldukça uzaklaşmış. Bu rakibe karşı ilk yarıyı 1-0 önde kapatıp üç puanı cebine koyuyorsun ama ikinci devrede tıpkı geçen hafta olduğu gibi cebindeki puanları çaldırıyorsun. Fenerbahçe’den 12 dakikada 3 gol yiyen Beşiktaş, Kayserispor’dan da 5 dakikada 2 gol yiyerek önemli bir başarıya(!) imza attı. İşin bu yönü takımda mental bir kırılganlığın olduğunu gösteriyor. Öte yandan Atiba, Dorukhan örneklerinde gördüğümüz üzere fiziksel bakımdan da yükü kaldıramayan oyuncuların olduğu bir gerçek. Tabi böylesi bir tabloda haftalarca yüzüne bakılmayan hatta maç sonu demeçlerinde gömülen Roco, Oğuzhan gibi oyuncuları kurtarıcı olarak sahaya sürmek de enteresan. “Onlara gelene kadar ilk 11 çıkan Caner ve Quaresma’ya bak” derseniz sonuna kadar haklısınız. Maç sonu istatistiklerine göre Beşiktaş’ta pas yüzdesi en düşük iki isim Caner ve Quaresma oldular. Bunun yanında toplam 18 orta yapan bu ikilinin, isabetli ortası sadece iki tane. Böylesi kayıpları tolere edebilmek, hele ki orta sahanızın yükünü çeken oyuncular fiziksel erozyon yaşarken hiç kolay değil. Nitekim karşılaşma da kolay olmadı. Yarın (Pazar) Başakşehir ve Galatasaray maçlarını kazandığı takdirde sırasıyla Beşiktaş’ın 13 ve 7 puan önüne geçiyorlar. Kulüp binası ve tesislerde lüks ofislerinde oturan zatlar, eğer bu tablodan gocunmuyorlarsa, haysiyetlerinin sorgulanması da normaldir.
Peki, ne yapılmalı? İvedilikle yapılması gereken hoca ile vedalaşılmasıdır. Şayet Guti’nin denenmesi düşünülüyorsa, kalan haftalar kendisiyle ilgili karar verebilmek açısından oldukça değerli olacak. Hiç olmazsa kalan haftalarda gelecek sezona yönelik hamleler enikonu düşünülüp, tartılabilir. Maç öncesi basında Guti’nin Şenol Güneş’ten bağımsız olarak bir rapor hazırladığı bilgisi yer aldı ki, ben o raporda yazanların geniş kısmına katılıyorum. Örneğin devamlı surette vurgu yaptığımız Güven’in sol kanattaki yetersizliği, Karius’un maçları en güzel yerden izlemesi(!) gibi konular Kayserispor karşısında da canımızı yaktı. Elbette o raporda yer alan bütün sorunları çözüme kavuşturmak maddi açıdan büyük bir külfet getirebilir ancak haber doğruysa kulübede doğruları/yanlışları gören bir futbol adamının yer aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Açıkçası Fikret Orman ile Şenol Güneş’in Karadeniz inatları devam eder de takımdaki bu “saldım çayıra” havası son bulmazsa, “bari Şampiyonlar Ligi’ni kovalayalım” dediğimiz sezonu Avrupa biletinden mahrum kalarak bitirebiliriz. Kalan 10 haftada Konyaspor, Rizespor, Ankaragücü, Başakşehir, Galatasaray, Trabzonspor gibi rakiplerle oynayacağımızı hesaba kattığımızda durumun tam da şu an önleyici müdahale gerektirdiği açık şekilde görülüyor.

Cem Top

About